Bugün 14 Kasım Dünya Diyabet Günü. Metabolik rahatsızlıklardan olan ve yaşam kalitesini, sağlıklı yaşamı etkileyen bir hastalık. Vücudumuzun temel enerji gereksinimi karbonhidratlar ile sağlanır.  Glukoz beyin ve diğer organlar için enerji kaynağıdır. Yalnız hücrelerin bu glukozu kullanabilmesi için insülin hormonuna ihtiyaç vardır. Eğer insülin hormonu yeterli derecede vücutta bulanmazsa glukozun enerji olarak kullanımı da mümkün olmayacaktır. Çünkü kandaki glukozu hücrelere insülin götürür. İnsülin yokluğunda kanda glukoz birikir İşte bu olayın gerçekleşmesi diyabet yani kandaki şekerin yüksek olması olarak isimlendirilir.

 

Diyabet 2 türde görülmektedir:

indir

Tip I diyabet

 

Sıklıkla çocukluk ve gençlik döneminde rastlanan Tip I diyabettir. Ülkemizdeki diyabet hastalarının yaklaşık % 10’u bu tip şeker hastasıdır. Tip I diyabet insülin yapımında görev alan pankreas beta hücrelerinin tahrip olması ile oluşur. Yakın akrabalarında, gebelik esnasında diyabet görülenlerde bu tip diyabet çıkma riski daha fazladır. Çok su içmek, çok sık idrara çıkmak ve vücut ağırlığında kayıp oluşması diyabet için belirti olabilmektedir. Tip I diyabet tedavisinde insülin kullanmak gerekmektedir. Çünkü insülin hormonu vücutta yeterli derecede yoktur ve dışarıdan alınması gerekmektedir.

indir-1

Tip II diyabet

Genellikle 40 yaş üstündeki kişilerde görülen diyabettir. İlk zamanlarda insülin salgılanması varken salgılanan insülin hücreler tarafından kullanılamaz. İleri dönemde ise insülin salgılanma seviyesi düşer.

Vücut ağırlığında problem olan bireyler, ailesinde diyabet olanlar, 4 kg’dan daha ağır bebek doğuran kadınlarda Tip II diyabet görülme riski daha fazladır.

diyabet_2

Diyabette beslenme

Kişiye göre hazırlanmış bir beslenme programı diyabetlilerin sağlıklı ve kaliteli bir yaşam tarzı gösterebilmeleri için tedavinin temelini oluşturmaktadır. Özellikle Tip II diyabetliler için hazırlanmış iyi bir beslenme planı kan şeker seviyelerini normal düzeylerde tutmaları için önemlidir.

Her kişi birbirinden farklı olduğu için diyabetli bireylerin diyetleri de yaşam şekillerine göre farklılık gerektirir. Diyabetliler için bir tek diyet örneği yoktur.

Beslenme planı hazırlanırken en önemli nokta aksi bir durum yoksa diyabetli kişinin vücut ağırlığını korumaya yönelik olmalıdır.

 

  • En az 5 öğün olacak şekilde beslenmelidir.
  • Protein, karbonhidrat ve yağlar gereksinmeleri karşılayacak düzeylerde diyette yer almalıdır.
  • Alkol tüketimi sınırlandırılmalıdır.

Beslenme planı yeterli ve dengeli olacak şekilde hazırlandığında kan şekeri normal seviyelerde kalır.

Bazı diyabetlilerin doğru vücut ağırlıklarını sağlayarak hipertansiyon ile ilgili rahatsızlıklarında iyileşme olduğu görülmüştür.

 

Karbonhidratlar

Toplam alınan günlük kalorinin yaklaşık % 50- 60 karbonhidratlardan sağlanmalıdır.

Lif oranı yüksek, rafine olmamış, kepekli ekmek, kepekli pirinç, makarna kuru baklagiller gibi kompleks karbonhidratlar tercih edilmelidir.

1 gram karbonhidrat ile 4 kalorilik enerji sağlanmış olur.

01-too-much-sugar-opener

Şeker

Meyveden gelen şeker saf şekere göre kan şekerini daha az yükseltir. Bu nedenle yanında proteinli bir besin ile meyve tüketilmesi ara öğünlerde tercih edilmelidir, kabuğu ile yenebilen meyvelerin soyulmadan yenilmesi lif açısından iyi olur ve kan şekerinin hızlı yükselmesini engeller

 

Proteinler

Günlük alınan toplam kalorinin % 12- 15’i proteinlerden gelecek şekilde ayarlanmalıdır.

1 gram protein ile yine 4 kalorilik enerji sağlanmış olur.

 

Yağlar

Günlük alınan enerjinin % 30’u yağlardan gelecek şekilde düzenlenmelidir.

1 gram 9 kalorilik enerji sağlar.

Doymuş yağ yerine doymamış yağlar olarak nitelendirilen sıvıyağ tüketimini arttırmak uygun olacaktır.

Sebze yemeklerine koyacağınız yağ miktarını 1 kg sebzeye 2 çorba kaşığı sıvıyağ olacak şekilde ayarlamalısınız.

 

Lif

Lif yani posa vücutta bir süpürge görevindedir. Vücut tarafından emilmedikleri içinde kompleks karbonhidratlar olarak beslenmede yer almalıdır.

Meyveler, sebzeler ve kuru baklagiller posadan zengin besin öğeleridir.

Posa karbonhidrat emilimini yavaşlatarak kan şekerinin hızla yükselmesini engeller

Günlük alınan posa miktarı 20- 30 gram olacak şekilde ayarlanmalıdır.

diyet2

Diyabet ile obezite arasındaki ilişki

Kan şekerini düşüren hormon insülin hormonudur.

Obez olma durumunda ise pankreasta yapılan insülin hormonunun etkisi azalmakta ve insüline karşı direnç olmaktadır. Bu dirence karşılık vermeye çalışan pankreas zaman içinde yorulur ve bu durumda insülin yapımında çeşitli bozukluklar ortaya çıkmaya başlar. Vücut ağırlığında artış oluştukça diyabet olma riski de artmaktadır. Bu nedenle obez bireyler de vücut ağırlığının kontrolü sağlanmalıdır. Böylece diyabet ve diğer kronik hastalıklardan korunmada önlem alınmış olunur.

 

Diyabette fiziksel aktivite

Diyabette kan şekeri kontrolünde beslenme ve ilaç kullanımı kadar fiziksel aktivite de koruyucu etki göstermektedir. Fiziksel aktivite besinlerin parçalanması sonucunda oluşan şekerin emilerek kana geçmesinden sonra hücreler tarafından kullanımı hızlandırır. Böylece kan şekerinde düşme sağlanır. Özellikle vücut ağırlığı kontrolünde fiziksel aktivite önemli bir yer tutmaktadır.

 

Fiziksel aktivite ile

  • Vücut ağırlığı normal düzeyde tutulur veya azalma sağlanır
  • İlaçlara olan gereksinimi azaltıcı etki gösterir
  • Kolesterolün ve trigliseritlerin düşmesini sağlar
  • HDL kolesterolü (iyi kolesterol) yükseltir, LDL kolesterolü (kötü kolesterol) düşürür.
  • Fiziksel aktivite esnasında salgılanan endorfin hormonu ile kişilerin kendilerini mutlu hissetmeleri sağlanır.
  • Akciğerleri kuvvetlendirir

Eğer diyabetli iseniz bir egzersiz programına başlamadan önce mutlaka doktorunuzla planladığınız aktivitenin türünü konuşmalısınız.