• Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
11/04/2016

https://www.youtube.com/watch?v=eY_j7UTs0mQ

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
11/04/2016

https://www.youtube.com/watch?v=5njsO82sWK0

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
11/04/2016

https://www.youtube.com/watch?v=f0CiwI7WUi0

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
23/03/2016

Ben üniversiteye 1990 Eylül’ünde Ankara’da başladım ve 49 kiloydum, 29 Ekim tatili için tekrar ailemin yanına döndüğümde ise yani 6 -7 hafta sonra 56 – 57 kg idim. Daha önce hiç kilo almamıştım, tam tersi evde sürekli yemek yemeye ve kilo almaya doğru teşvik vardı çünkü zayıf bir çocukluk geçirmiştim. (sakın hala her şeyi yediğim halde zayıfım sanmayın yediklerime dikkat ediyorum ve egzersiz yapıyorum yoksa ben de hızla kilo alabiliyorum çünkü yaş ilerliyor maalesef) Bizim ailede zayıf birey çoğunluktadır, hatta kız kardeşim ve erkek kardeşim uzun süre kilo almak için bana beslenme programı yazdırdılar. Annem hiçbir zaman kilolu olmadı ve benim de o yıla kadar hiç kilo problemim yoktu, hatta eve döndüğümde tüm aile “ne güzel kilo almışsın” diye sevindi. Tabi o zaman mesleki dersler başlamamış, yeni bir şehir, ev yerine yurt düzeni, yeni arkadaşlar, farklı yiyecekler, gece geç saatte yenilen yemekler derken ben ne olduğunu anlayamamıştım. Hatırlıyorum aynı odada...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
23/03/2016

Şişmanlık son yıllarda dünyanın ve ülkemizin de en büyük sağlık problemlerinden biri haline geldi. Doğal olarak fazla kilolar insanların sıkça şikayet ettiği bir konulardan biri. Eskiden sadece benim de mezun olduğum Hacettepe Üniversitesi’nde olan Diyetetik Bölümü’nün diğer üniversitelere de açılmasıyla birlikte lisanslı diyetisyen sayısı her geçen gün artıyor, beni ve meslektaşlarımı mutlu eden bu gelişmeye, lisanssız ve kendisini beslenme uzmanı olarak tanıtan kişilerin sektöre dahil olması gölge düşürüyor. Hemen her gün zayıflamak için farklı öneriler, şok diyetler, açlık kampları, popüler diyetler medyada yer alıyor ve insanların kafası karışıyor. Çoğu kişi ya kilo veremiyor, ya aldığı kiloları fazlasıyla geri alıyor ya da kilolarıyla birlikte sağlıklarını da kaybediyorlar. Bu yazımda size sık yapılan diyet yanlışlarından bahsetmek istedim. Öğün Atlamak Metabolizmanızı canlı tutmak ve yağ yakımını hızlandırmak için 3 ana öğün ve yemek yediğiniz saate göre ara öğün yapmanız gerekebilir. İnsülin metabolizmasıyla ilgili herhangi bir sorununuz varsa 2-3 saatten fazla aç kalmayın Karbonhidratları...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
10/03/2016

Bahar demek soğukların kırılması, doğanın uyanması, ağaçların çiçeklenmesi demek. Bahar aylarında bazı günler güneş kirpiklerimizde parlasa da, bazı günler bulutların arasından yüzünü hiç göstermiyor. Havalardaki bu dengesizlik vücudumuzdaki enerji dengesini de bozuyor,  doğanın bir parçası olan metabolizmamız bu değişimlere ayak uydurabilmek için hızlı değişimler geçiriyor ve sonuçta bahar yorgunluğu dediğimiz olay çıkıyor ortaya. Metabolizmaya eziyet eden 10 yanlış için tıklayın.  Bahar yorgunluğunun üstesinden gelmek birkaç küçük değişiklikle mümkün. Bunlara dikkat ederek baharın keyfini çıkarabilirsiniz: Enerjinizi yükseltmek ve yorgunluğu yenmek için; B ve C vitaminlerinden, magnezyum, potasyum yeterli alınıp alınmadığı gözden geçirilmelidir. Bu maddeleri içeren besinler için tıklayın. Meyve, sebze ve lifli beslenmeye ağırlık verilmelidir Günlük içilen su miktarını 3 litre civarında tutulmalıdır çünkü ısınan hava vücudumuzun su ihtiyacını arttıracaktır. Sentetik yerine pamuklu kumaşlardan üretilen giysiler tercih edilmelidir, terleme metabolizmamızın ve havadaki elektrik yükünün dengelenmesi için vücudumuza yardımcı olacaktır. Açık havada yürüyüş, fiziksel ve ruh sağlımıza iyi gelecektir. Uzun yürüyüşlere çıkılamıyorsa sabah...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
04/03/2016

Danışanlarımdan en çok duyduğum cümlelerden biri: “Basen bölgemde fazlalık var nasıl eritebilirim?” veya “Sadece göbeğimi eritmek için diyet yapıyorum!” Genel olarak görülen 2 farklı vücut tipi vardır elma ve armut… Elma tipi vücut yağlanmanın göbek ve bel çevresinde, armut tipi vücut ise yağlanmanın kalça ve basen bölgesinde olduğu vücut tipidir. Vücudumuzun nasıl şekilleneceği genetik kodlarımızda kayıtlıdır. Kilo vermek vücuttaki yağ hücrelerinin hacim kaybederek küçülmesidir. Ergenlik döneminden sonra yağ hücrelerinin sayısı sabitlenir. Özellikle bahar aylarında bölgesel zayıflama efsanesi büyük bir patlama yapıyor gerek televizyonlarda gerek internette bölgesel zayıflamayı sağlayan birçok ilaç, krem, ürün vs. reklamları insanların aklını çeliyor. Bu hafta internette kontrolsüzce satılan zayıflama hapları ve çayları yüzünden bir kişi daha hayatını kaybetti, lütfen kilo kaybedeceğim diye sağlığınızı kaybetmeyin. Hatta bazı terimler insanların boş yere umutlanmasına yol açıyor. Brezilya poposu, İspanyol bacağı, İskandinav kası diye bir şey olamaz. Medyada yer alan bu tür içerikleri ve diyetleri görünce çok üzülüyorum ve gülüyorum....

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
01/03/2016

Her mevsimin kendisine özgü güzellikleri, barındırdığı mucizeler, yetişmesine ortam yarattığı bitkiler var. Kış bitmeden sizlere mucizevi, kırmızı bir sebze olan pancarı anlatmak istedim. Kırmızı pancar, ıspanakgiller ailesinden olan, yumru kökü çok lezzetli ve sağlığa son derece faydalı, toprak altında yetişen bir kök sebzedir. Pancarı Mucizevi Kılan Faydaları Pancar betalain denilen, meyve, sebze, baharat, kuruyemişler ve tohumlarda bulunan ve aktif olarak insan sağlığına destek veren bitki özü moleküller olan fitonutrientler içerir. Bu moleküller bitkilere renklerini, aromalarını vererek, bitkilerin bağışıklık sistemini oluştururlar. Tek bir meyve ya da sebze 100’den fazla fitonutrient içerebilir. Betalain maddesi ayrıca kalp damar hastalıkları gibi kronik hastalıkları da engelleyebilir. Kanın temizlenmesi ve karaciğerin zehirlerden arınmasına yardımcı olması nedeni ile detoks için kullanılabilen olarak kullanılabilen pancar aynı zamanda iltihabı önleyici, azaltıcı ya da ortadan kaldırıcıdır. Yapılan bazı çalışmalar pancarda bulunan nitratın vücutta nitrik oksite dönüşerek damarları genişlettiğini, kan dolaşımını kolaylaştırdığını, tansiyonu düşürdüğünü göstermektedir. Egzersiz öncesinde içilen pancar suyunun egzersize...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
24/02/2016

Stres ve duygusal yemek yeme birbiriyle yakından ilişkilidir. Duygusal yemek yeme nedenlerinin ne olduğunu öğrendiğinizde, bu davranışı daha kolay önleyebilirsiniz Duygusal yemek yemenin bir çok nedeni vardır ve stres önemli bir yemek yedirici olabilir. Kortisol hormonu etkisi, çocuklukta besinlerin ceza veya ödül olarak kullanılmış olması bazı boşluk duygularının yemek ile doldurulması bu noktada önemlidir ve çözüme gitmekteki en önemli nokta ise farkındalıktır. Aşağıdaki test ile kendinizi değerlendirip farkındalığınızı harekete geçirebilirsiniz Stres testi ile kendinizi tanıyın! (Kaynak: Elizabeth Scott, Stress Management, 2007 ) 1. Yemek yemek için kendinizi çok mu meşgul buluyorsunuz? Bazı insanlar stresliyken, yemek yemeği unutabilirler veya ara öğünlerini atlayabilirler. Bu durumda değişen kan şekeri kişide ruhsal dalgalanmalara ve sağlıksız kilo kaybına sebep olur. Gün boyunca sağlıklı ve küçük öğünler tüketmek daha iyi bir seçimdir. Sonuç olarak kendinizi daha az stresli hissedebilirsiniz. 2. Hemen hemen sürekli kendinizi stresli mi hissediyorsunuz ve strese karşı koruyucu teknikleri bilmiyor musunuz? Eğer sürekli...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
24/02/2016

Anne sütü doğadaki en değerli besindir. İlk 6 ay süresince bebeği her ağladığında emzirmek ve ona anne sütünden başka besin vermemek, etkin süt verme şeklidir. Anne sütünün verimi bebek için çok önemlidir. Sadece anne sütü ile beslenen çocukların bağışıklık sistemi daha güçlü olur ve bu sayede birçok hastalığa karşı korunurlar. Anne sırf bu sebep için bile olsa, kilo vermek uğruna sütünü tehlikeye atmamalıdır. Emzirme döneminde, her gün yaklaşık 6 -7 çay bardağı, yani 600- 700 ml süt salgılanır. Bunun için harcanan kalori ise, her gün için 500 -700 kalori civarındadır. Biliyorum emzirirken kilo vermek her annenin arzusu ama korkmayın ve acele etmeyin. Süt verirken oluşan kalori kaybı  1 saat orta seviyede egzersize eşdeğerdir. Bu sebeple emzirirken dengeli beslenen ve yeterli sıvı alan anne, eğer doğumu normal kabul edilen sınırlardaki kilo kazanımı ile bitirdiyse, 6 ay sonunda doğumda aldığı ve süt üretmek üzere depoladığı fazla kilolardan kurtulur. Benin önerim, annenin bir...