• Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
02/02/2011

Tatlı yiyecek ve içecekler, dengeli bir beslenme, düzenli fiziksel aktivite ve diğer sağlıklı hayat tarzı seçeneklerinin tamamlayıcısı olabilirler. Şeker yerine balla hazırlanmış farklı tatlı tarifleri denemeye ne dersiniz? Tatlı hazırlarken kaloriyi içine eklediğiz yağ ve şeker miktarı etkiler. Un ilavesi de tabi ki kaloriyi arttırır. Bu yüzden unlu ve yağlı tarifler yerine sütlü ve meyveli daha az yağ içeren tarifler kullanılabilir.Tatlılarda şekerin yerine daha sağlıklı ve doğal, ayrıca vitamin, mineral açısından daha zengin bir ikame olarak bal kullanılabilir. Tariflerinizde değişiklik yaparken şekeri tamamen çıkarmak yerine bal ile yarı yarıya da değiştirilirsiniz. İşte size çok pratik ballı tarifler. Ballı Kabak Tatlısı Kabakları az suda haşladıktan sonra püre haline getirin ve 2 parmak kalınlığında olacak şekilde cam bir tepsiye yayın üzerine dövülmüş ceviz, tarçın ve bal ilave edin. Ballı Ayva Ayvaları ortadan ikiye bölüp kabuğunu soyun ve çekirdeklerini çıkarın üzerine bir-iki karanfil ve 1 çorba kaşığı bal ekleyerek fırınlayın. Ballı Tarçınlı Meyve Püresi...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
02/02/2011

Alkol, gündelik hayatımızda çoğumuzun tükettiği bir içecektir. Bazı zamanlarda arkadaşlarımızla ya da ailemizle yediğimiz yemeğe eşlik eden bir içecek, bazen de eğlenmek için içtiğimiz içecek ya da gevşemek ve rahatlamak için gündelik yaşamdaki kaygılardan uzaklaşmak için kullandığımız bir baş etme yöntemi olabiliyor. Görüldüğü gibi pek çok farklı amaçla kullanılabiliyor. Burada önemli olan kendimizi daha iyi anlayabilmek için, bu gibi davranış ve tercihlerimizi mercek altına almak önemli olabilir. Hangi amaçlar için tüketiriz?     Stresle baş etmek Keyifli vakit geçirmek İçinde bulunduğumuz duygu durumunu düzeltmek İçki içme arzusu Baş etme yöntemi olarak neden alkol? Bu yukarıda sayılan amaçlar için başka bir şey değil de, alkolün kullanılması çoğu insan için anlamlı olacaktır. O nedenle, acaba neden insanlar sıkıntılarıyla baş etmede alkolü tercih ediyorlar diye bir bakalım. Bazı araştırmacılara göre, hayatı ciddi sorumluluklarla dolu olan ya da hayatını sorumluluklarını önceliğine alarak yaşayan insanların kendilerini bir biçimde “sıktığını” belirtiyor. Kendi isteklerine, arzularına hayatlarında çok da yer...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
27/12/2010

İyi yaşam Günlüğü bu yıl 5. defa basıldı ve günlük yeni yıl klasiği haline gelmeye başladı. İyi bir yeni yıl hediyesi olarak oldukça fazla talep gören iyi yaşam günlüğü formuna dikkat edenler içinde hem gerçek tarihlerine göre bir ajanda hem de sürekli iyilikler hatırlatan çanta koçu vazifesi görüyor sizin de çantanıza bir adet olmalı. İyi Yaşamak için karar alın ve bu kararı uygularken her gün not alacağınız “İyi Yaşam Günlüğü”nü kendinize ve sevdiklerinize hediye edin. Günlükler ne işe yarıyor gerçekten yediklerimizi yazmalı mıyız? Dilara Koçak neden günlük yazmayı öneriyor? Ben danışanlarımın günlük yazmasını mutlaka öneriyorum Çünkü günlüklerin en güçlü tarafı,  izlenebilirliğidir. Sonraki en güçlü tarafı da, ölçülü bilinçli beslenmenin farkındalığını artırmasıdır. Günlükler, aynı zamanda geliştirilmesi gereken noktaları da ortaya çıkartır.  Sağlıklı ve ölçülü beslenme ile ilgili olarak yapılan araştırmalar, tükettikleri besinleri kaydeden kişilerin daha dikkatli ve sağlıklı beslendiklerini gösteriyor. İyi yaşam günlüğünü nasıl kullanıyoruz?İyi yaşam günlüğü öncelikle metabolik hızınızı hesaplamanızı...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
07/12/2010

Kurubaklagillerin, sofralarımızda neden önemli bir yeri olduğunu biliyor musunuz? Türk mutfağının ve kış aylarımızın vazgeçilmezleri baklagiller “kuru fasulye, mercimek, nohut, iç bakla, kuru barbunya”, hem oldukça besleyicidir, hem de sağlık açısından fayda yaratmaktadır ancak günlük beslenmemizde, kurubaklagillerin geri planda kaldığını ve gereken önemin verilmediğini görüyorum. Bu nedenle, bu değerli besinlerin faydalarını ve önemli noktaları sizlerle paylaşmak ve hatırlatmak istedim. Kurubaklagiller; bitkisel protein kaynaklarımız olmakla birlikte, 100 gramında yaklaşık 20-25 gr protein, yaklaşık 5 gram posa (sağlıklı bir bireyin her gün 20 ila 35 gr posaya ihtiyacı vardır), 2 gramdan daha az yağ içerirler. Bununla birlikte kolesterol içerikleri 0’dır. Kalsiyum, demir, çinko, manganez, bakır mineralleri ile B12 dışındaki diğer B vitaminlerinden tiamin, riboflavin, niasin, folik asit ve E vitamininden zengindir. Baklagiller, esansiyel bir aminoasit olan metiyoninden düşüktür, bu nedenle tahıllarla birlikte pişirilmesi protein kalitesini arttırır bu durum özellikle vejetaryenler için önemlidir. Benzer şekilde, pişirilirken içine az miktarda et ilave edilmesi protein kalitesini...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
07/12/2010

İdeal kilolarını korumak isteyenlerin günlük aldıkları kalori miktarına dikkat etmesi gerekiyor. Kaloriyi azaltmak için günlük yağ, karbonhidrat ve protein alımında denge sağlamak çok önemli. Günlük şeker tüketiminde kontrollü olmak bu noktada önemli. İşte bu durumda akla tatlandırıcılar geliyor. Bazı bitkiler doğal olarak şeker tadına sahip olmalarına rağmen kalori içermiyorlar işte bunlardan birisi de “stevya rebaudiana” bitkisi. Krizantem familyasının bir üyesi olan Stevya bitkisinin yaprakları güçlü tatlandırıcı özelliğinden dolayı Güney Amerika’da ve Paraguay’da yaşayan Guarani yerlileri tarafından yüzyıllardan beri kullanılıyor. Tatlı yaprak olarak da bahsedilen bu bitki şeker yerine kullanıldığında doğal olarak aynı tadı veriyor. Bu sayede daha düşük kalorili beslenmek isteyenler için şekeri azaltmak için iyi bir alternatif olarak karşımıza çıkıyor. Stevya bitkisi ile hazırlanmış tatlandırıcılar pişirme ve fırınlamada kullanılabilmesi sebebiyle de tercih ediliyor. Her tatlandırıcının kendine özgü özellikleri ve tat profili var ama hiçbir tatlandırıcının tadı şekerin tadının aynısı değil, şekerin tadına mümkün olduğu kadar yaklaşabilmek için biraz şeker...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
07/12/2010

Şehir ortamında yaşayan insanların alışkanlıkları, yoğun hayat temposuna göre şekilleniyor. Gidilen mekanlar, yapılan aktiviteler, zamanın değerlendirilmesi bu hayatın akışını göre belirleniyor. Bu aktivitelerin içine, yemek yeme davranışlarını da ekleyebiliriz. Gidilen restoranların, orada yenilen yemeklerin, ya da evde pişirilen yemeklerin bu hayat koşturmasına göre belirlendiğini söyleyebiliriz. Yemek yeme davranışlarına bakıldığında ise, hem miktar olarak fazla yediklerini, hem de daha çok yağlı, yüksek oranda şekerle işlenmiş besinler tükettiklerinden bahsedebiliriz. Ayrıca, yemek yeme saatleri de bir o kadar etkileniyor. Çoğu kez en yakın gelen, ulaşması en rahat olan yiyecekler tercih ediliyor. Çoğu kez tüketilen şeyler kalori ve yağ yüklü oluyor. Çoğu kişi bu gibi sebeplerden ötürü kilo veremediğini düşünüp, bundan sıkıntı çekiyor. Aslında, kilo vermeyi başarmak çok da mümkün. Üzerinde düşünülecek şey: Kilo vermeye, besin ve yemeklere karşı tutumunuzu değiştirmekle başlamak.  Tutumunuzu Değiştirin Kilo veren insanlar, kilo vermek için öncelikle zihinlerindeki önyargıları değiştirmekle, önce düşüncede başlıyor. Yiyemedikleri ya da yemeyi seçmedikleri yemekler için...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
08/11/2010

Anoreksiya nervoza, fazla kilolu olma endişesinden olayı olabildiğince az yemek yeme ya da bazı zamanlarda hiç yemek yememe hastalığına denir. Anoreksiya hastalığı olan kişiler, kilolu olmadığı halde kendisini aşırı şişman olarak görürler ve bu histen kurtulmak için de yemekle aralarına mesafe koyarlar. Bu durum, hem fiziksel, hem de psikolojik bir rahatsızlıktır. Fiziksel olarak izdüşümleri, hormon değişimlerinden görülebilir. Az kilo ve az vücut yağının sonucu olarak, hormonlarda değişiklikler görülür. Bu da kadınlarda genellikle mensturasyon döneminin görülmemesine sebep olur. Ayrıca, kişiler kendilerini güçsüz ve halsiz hissedebilirler. Sürekli üşüme ve uykusuzluk sorunları yaşayabilirler.  Psikolojik olarak anoreksiya nervozanın etkileri ise oldukça fazladır. Bu hastalık, daha çok genç kadınlarda ortaya çıkar. Az vücut ağırlığıyla performans gösteren kişilerin beden imajlarına daha çok dikkat ettikleri ve anoreksiya nervozaya kadar sıkıntı yaşayabildikleri bilinir. Bu psikolojik sıkıntılardan kaynaklanabilecek en uç sonuç, açlıktan ya da intihar nedeniyle ölüme kadar gidebilir. Psikolojik olan tek ölümcül hastalık anoreksiya nervozadır. Anoreksiya Nervoza’nın Belirtileri Nelerdir? Sıkı...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
05/11/2010

  Kurban Bayramına ve uzun bir tatile, çok kısa bir süre kaldı. Hem tatili hem de bayramı en iyi şekilde değerlendirmek ise elinizde! Diyetim bozulacak ve programımı takip edemeyeceğim diye düşünüyorsanız size önerim diyetinize küçük bir mola verin çünkü tatilde kilo vermeye çalışmak doğru bir hedef değildir. Tatilden ve bayramdan kilo almadan dönmek bile bir başarı sayılır.   Kurban Bayram ile ilgili önemli hatırlatmalarda bulunmak istedim; Kavurma, Kurban Bayramının vazgeçilmezleri arasındadır. Gelenek haline gelen kavurmanın içine kuyruk yağı veya tereyağı eklenmeden kısık ateşte kendi suyu ile pişirilmelidir. Yoğun et tüketiminin vücutta yaratacağı toksin etkisini azaltmak için bol miktarda C vitamininden zengin taze meyve-sebze tüketilmelidir. Kurban etleri kesildikten hemen sonra hatta bazen sabah kahvaltısında tüketilmektedir ancak gün içerisinde sindirim sıkıntılarıyla savaşmak istemiyorsanız, mümkünse etler buzdolabında 1-2 gün beklettikten sonra tüketilmelidir. Etin ateşe yakın olarak pişirilmesi hem kanserojen öğelerin oluşumuna neden olur, hem de B1, B12, folik asit gibi vitaminlerin kaybına yol...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
04/11/2010

“Sağlıklı Beslenme” içerisinde, besinlerin gücünden faydalanabilmek için ayırt etmeksizin hepsinden tüketiyor olmak oldukça önemlidir. Bununla birlikte, bazı belirli besinleri beraber tüketirseniz, besinlerin içeriğindeki bileşenlerin yarattığı sinerjiden maksimum düzeyde faydalanabilirsiniz. Bu besinlerin, beraber yenildiklerinde vücutta yarattıkları etki, yalnız başına yenildiklerinde yarattıkları etkiden çok daha fazla olabiliyor. Daha fazla enerji için Nohut ve Kırmızı Biber Her beş kadından biri, enerji sağlayıcı demir mineralini yeterli olarak vücuduna alamamaktadır. Ancak demir açısından zengin besinleri bol miktarda tüketseniz bile, vücudunuz demiri işleme sokmuyorsa, demir miktarınızı arttıramazsınız. Bitkisel kaynaklardan alınan demirin, vücuttaki emilim oranı daha düşüktür. Bu nedenle nohuttan gelen demir boşa mı gidecek? Şaşırtıcı gelecek ama nohut yemeğinizin içine biraz kırmızıbiber eklemeniz yeterli olacaktır. Kırmızı-turuncu renkteki sebzelerde bulunan C vitamini, demir emiliminde anahtar rol oynar ve bitkisel kaynaklı demirin kilidini açar, böylece kan hücreleri demiri içeri alabilir, kısacası C vitaminin yeterli düzeyde bulunması bitkisel kaynaklı demir emilimini arttırmaktadır. Humusunuzun üzerine kırmızıbiber ekleyip servis yapabilir ya da...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
04/10/2010

Doğanın besleyici tatlandırıcısı olarak bilinen balın faydaları yüzyıllardır bilinmektedir. Beyaz şekerin doğal alternatifi olan bu altın renkli sıvı, arıların mucizevi bir ürünü olarak karşımıza çıkmaktadır. Bal, basit karbonhidrat kaynağıdır. İçeriğinde %17,1 su, %82,4 karbonhidrat ve %0,5 proteinler, aminoasitler ile niasin, riboflavin ve pantotenik asit gibi vitaminler, kalsiyum, bakır, demir, magnezyum, manganez, fosfor, potasyum ve çinko gibi mineraller bulunur. Bal Hakkında Merak Edilenler Balı günlük beslenmeme nasıl ilave edilebilirim?  Balın sağlık üzerine etkilerinden bahsedebilmek için yetişkinlerin günlük 3-5 yemek kaşığı ya da 6-10 tatlı kaşığı bal tüketmeleri gereklidir. Bu miktar yaklaşık olarak 50-80 gr.’a denk gelmektedir. Çocukların ise kilo başına ortalama 1 gr. bal tüketmesi uygundur. Örneğin  20 kg. bir çocuğun günde 20 gr. ,yani yaklaşık 1,5 yemek kaşığı ya da 3 tatlı kaşığı bal tüketmesi gerekir. Bu şekilde bal tüketiminin alışkanlık haline getirilmesi ve birkaç ay sonunda balın yararları görülmeye başlar. Meyve tatlısı yaparken şeker ilave etmeyip bal ile tatlandırabilirsiniz....