
Sağlıklı beslenme ve ölçülü beslenme arasındaki fark sizi mutlu edecek çözüm olabilir. “Sağlık” kelimesinin karşılığı olarak “hastalık” kelimesi birçok insanda olumsuz duygulara sebep oluyor. Sağlıklı beslenme, “hastalıktan korunmak için veya bir hastalığı tedavi etmek için” gibi algılanabiliyor. Oysa, hastalığı tedavi etmek için herhangi bir besinde kısıtlama yapılması “diyet” anlamına geliyor. Sizin keyifli, uzun ve mutlu bir ömür için ölçülü beslenmeye ihtiyacınız var. Hedefimiz besinleri tanımak ve tüketeceğiniz miktarları size anlatmak. Hiçbir besin tek başına suçlu değildir, hiçbir besin de tek başına mucize yaratmaz. Beslenmenin iyiliğine ve ölçüye odaklanmak sizi daha mutlu yapacaktır. Ölçülü beslenme; Sizi mutlu eder Yasaklama yapmaz Her ortamda uygulanabilir Akılda kalıcı ve pratik öneriler sunar Dengeli beslenme, yeterli beslenme ve sağlıklı beslenmeyi içinde barındırır Hiçbir besini suçlamaz, hiçbir besinden mucize beklemez En sağlıklı yiyecek bile fazla yenildiğinde zarar verebilir, miktar yani “ölçü” esastır. Aşırı beslenme kadar yetersiz beslenme de hayati risk taşır ölçü her zaman önemlidir Ölçülü...
Kilolar üzerinize yapışmış gibi mi? Ne yaparsanız yapın bir türlü kilo kaybedemiyor musunuz? İşte bazı bireyler için kilo vermenin daha zor olmasının nedenleri… Fazla olan bir kaç kiloyu verebilmek için, diğer kişilere göre daha çok zorlandığınızı, daha çok emek harcadığınızı hiç hissettiniz mi? Bu konu üzerine yapılan bir çok araştırma, genetik ve fizyolojik farklılıklar sebebiyle daha şanslı olan bir azınlık grubunun varlığını kanıtlamaktadır. Ki bu kişiler için kilo vermek oldukça kolay olmasına rağmen, kilo almak da bir o kadar zordur. Kilo vermekte zorlanan en büyük grubu “kadın”lar oluşturmakta. Erkekler bu konuda daha şanslı. Bundan 100 yıl kadar önce, kadınların yağ miktarının fazla olması tercih ediliyor, bu durumun kıtlık ve hastalık sırasında işe yarayacağı, hamilelik ve emzirme sırasında bebeğini iyi besleyebilmek için gerekli olduğu düşünülüyordu. Ancak günümüzde yapılan bir çok araştırma, kiloya odaklanmak yerine sağlıklı yağ oranına ulaşmanın daha doğru olduğunu ortaya koymaktadır. Egzersizin günlük hayatın bir parçası olduğu ve kalorili...
1900’lü yılların başında ortaya çıkmış olan yapay tatlandırıcılar günümüzde hem kilosuna özen gösteren bireyler hem de diyabet hastalığı olan bireyler tarafından sıklıkla tercih edilmektedir. Tatlandırıcılar şeker yerine kullanılabilir, sağlık açısından bir sakıncası bulunmadığı yapılan birçok araştırma tarafından kanıtlanmıştır. Düşük kalorili ve/veya kalori içermeyen çeşitleri vardır. Kendi içinde iki gruba ayrılırlar; Sukroz, glikoz, fruktoz, mısır şurubu, maltoz, maltodekstrin, dekstroz, şeker alkolleri gibi Besin değeri olan-Enerji içeren tatlandırıcılar ve sakarin, aspartam, asesulfam-K, siklamat, alitam, sukraloz gibi Besin değeri olmayan-Enerji içermeyen tatlandırıcılar. Gelişen teknoloji ile birlikte günümüzde, gebe ve emzikli bayanların, çocukların dahi rahatlıkla tüketebileceği doğal tatlandırıcılar üretilmektedir. Tüketicilerin aklında zaman zaman soru işaretleri yaratmasına rağmen, sağlık açısından değerlendirildiğinde enerji vermeyen tatlandırıcılarla hazırlanmış yiyecek ve içeceklerin tüketilmesinin herhangi bir sakıncası olmadığı yapılan araştırmalarla da desteklenmektedir ancak kullanım bireysel tercihe bağlı olarak değişmektedir. Tatlandırıcılar ile lezzeti yüksek enerji değeri düşük; kek, pasta, kurabiye, meyve tatlıları ya da sütlü tatlılar yapılabilmektedir. Ayrıca son dönemde tatlandırıcıların karıştırılarak kullanılmasının da güvenilirliği...

Hayatta kalmamız için hava su ve yiyecek vazgeçilmez. Doğanın bize sunduğu binlerce çeşit yiyeceğin öyle apayrı güzellikleri ve faydaları var ki yazmakla bitmez. Binlerce çeşit içinden ben size 25 tanesini seçtim ve özellikle içinde bulunan önemli maddeler ile bedenimize olan faydalarını özetledim. ELMA Pektin, Bioflanovoid, Kolesterol düzeyini düşürüyor, bağışıklık sistemini güçlendiriyor. C vitamini AVOKADO Doymamış yağ asidi Kalp ve kan dolaşımı için değerli ayrıca kansere karşı koruyucu MUZ Potasyum, B6 vitamini, Serotonin, Magnezyum Stresi azaltarak Rahatlatıyor ve uyumaya yardımcı oluyor. BROKOLİ Magnezyum, A ve C vitamini, Potasyum Kansere karşı koruyor, kasları güçlendiriyor. MANTAR Sodyum, Potasyum, Kalsiyum, Magnezyum Kasları güçlendiriyor, saç ve tırnakları besliyor. BEZELYE Bitkisel protein, Magnezyum Kolesterol düzeyini düşürüyor, bağırsak kanser riskini azaltıyor. ÇİLEK C vitamini, Kalsiyum, Potasyum, Bağışıklık sistemini güçlendiriyor iyi bir C vitamini kaynağı GREYFURT Folikasit, C vitamini Kan basıncını azaltır, selülit için etkilidir hamilelikte önemlidir KUŞBURNU Likopen, C ve E vitamini, Demir Soğuk algınlığı ve...

Kilo almanıza sebep olan birçok faktör olabilir, hormon düzensizliği, iş değişikliği, şehir değişikliği, sıkıntılı bir dönem uzun seyahatler, hamilelik dönemi. Kilo verme programına başlamadan önce sağlık muayenesinden geçmiş olmak metabolizmayı etkileyen hormonların kontrol etmek önemlidir. Ancak programa başlarken düşünce olarak hazır olmak da önemlidir. Amerikan Diyetisyenler Derneği’nin uyguladığı bir ölçümden faydalanarak sizin de kendinizi ölçmeniz için bu testi yayınlıyoruz. Her soruyu “doğru” veya “yanlış” olarak cevaplayın. Yanıtlarınız nasıl olmanız gerektiğini değil, sizin şu anda nasıl olduğunuzu yansıtmalıdır. Yeme alışkanlıklarım ve fiziksel aktivitem hakkında çok düşündüm. Ve neleri değiştirebileceğimi biliyorum. Yeme ve aktivite şekillerimde geçici değil kalıcı değişiklikler yapmam gerektiğini biliyorum. Çok fazla ve hızlı kilo verirsem kendimi ancak başarılı hissederim. Yavaş kilo verirsem daha iyi olacağını biliyorum. Gerçekten kendim istediğim için şimdi kilo vermeyi düşünüyorum. Başkası istediği için değil Kilo vermek yaşantımdaki diğer sorunları da çözebilecek Normal fiziksel aktivitemi artırmayı çok istiyorum. “Hata” yapmazsam başarılı bir şekilde kilo veririm. Kilo...

Sakız çiğnemek çoğumuzun çocukluğundan kalan bir alışkanlıktır. Kokusuyla bizi rahatsız edici niteliğe sahip besinler tükettikten hemen sonra ağza bir tane naneli sakız atılır Bazen kendimizi abur cuburlardan korumak bazen de sinirimizi yatıştırmak için sakız çiğnemeyi tercih ederiz. Her ne nedenle olursa olsun sakız çiğnemek birçoğumuzun alışkanlıkların arasında yer almaktadır. Birçok tüketici şekersiz sakız çiğnemenin diş çürüklerini önlediğini ve nefesi ferahlattığını biliyor ama yeni araştırmalar gösteriyor ki sakız kilo kontrolünde de yardımcı olarak kullanılabilir, odaklanmayı, uyanıklığı ve konsantrasyonu arttırır ve hayatın günlük stresini azaltır. Konsantrasyonu Artırır Ve Stresini Hafifletir Konsantrasyonu arttırmanın ve gerginliğinizi hafifletmenin basit yollarını arıyorsanız, Sakız çiğnemek en kolay yollardan biri olacaktır. Çalışmalara göre sakız çiğnemek uyanıklığı ve konsantrasyonu arttırıyor ve hayatın günlük stresini azaltıcı yönde etki gösteriyor. Birçok sporcu ve koçları oyun sırasında sakin kalabilmek ve gerginliği azaltmak için sakız çiğnemeyi tercih etmektedirler. Aynı zamanda bazı öğretmenler ise okullarda sakız çiğneme kuralının değiştirilmesini ve çocukların sınav sırasında sakız çiğnemesinin...

Sizler için bu makaleyi hazırlarken Harward Üniversitesinden Dr. Willett ve Jorge Chavarro ‘nun Doğurganlığı arttıran besinler ile ilgili bir araştırmasından faydalandık. Hamilelik, her kadının içgüdüsel olarak tatmak istediği bir duygudur. Ancak günümüzde iş yaşamı sebebiyle stresli ve yoğun günler geçiren çocuk yapma yaşını ertelemiş bazı kadınlarda kaliteli yumurtlama olayı olmadığı için döllenme gerçekleşememektedir. Peki, döllenmenin sağlıklı bir şekilde gelişememesinin nedenleri nelerdir? Hızla değişen günlük koşuşturmalara ayak uydurmaya çalışan kadınlar, sağlıklı ve dengeli beslenmeden ödün vermekte buna bağlı olarak da vitamin ve minerallerin yetersiz alım söz konusu olabilmektedir. Yoğun ve stresli bir yaşam sonucu hormonal dengelerin bozulması ve aynı zamanda tüketilen hazır ve hormonlu yiyecekler de doğurganlık olasılığını azaltan nedenler arasında sayılabilir. Doğurganlığı arttıran ve yumurtaların döllenmesi için sağlıklı ortamı hazırlayan özellikle B kompleks vitaminleri ve diğer tüm vitaminler hamile kalmak isteyen kadınların günlük diyetlerinde yer alması gerekmektedir. Araştırmalar gösteriyor ki magnezyum ve çinkodan zengin besinler hamile kalma olasılığını arttırmaktadır. Ceviz,...

Kadın olmak zor Ergenlik dönemi, ilk menstürasyon, gebelik, emzirme dönemi, menopoz, osteoporoz ,düşük bel pantolonlar , vücuda yapışan elbiseler, her gece gidilen davetler, keyifli geceler ve ardından sabah banyodaki baskül işkencesi KADIN OLMAK ZOR Kadınlar her zaman kilolarına dikkat ederler çünkü daha kolay kilo alırlar , bunun sebebi vücut yağ oranının östrojen nedeniyle daha yüksek olmasıdır. Erkekler bizden çok daha fazla yemek yerler ama hemen kilo almazlar çünkü onların metabolizmaları daha hızlıdır, daha yüksek kas oranı ve geniş vücut yüzeyi onların yediklerini daha çabuk yakmalarını sağlar. Kadınlarda yağ dokusu fazlalığı estetik açıdan dezavantaj olsa da sağlık açısından erkeğe göre avantaj yaratmaktadır. Erkeklerin göbeğinde biriken yağlar daha tehlikeli olup, diyabet, kolesterol, yüksek tansiyon ve böbrek taşı gibi rahatsızlıklara yol açar Bel/Kalça oranı bu nedenle önemli bir parametredir erkekte 1 kadında ise 0.8 değerinin üzerine çıkmamalıdır. Erkek tipi şişmanlık genelde karın çevresinde biriken yağlarla karakterizedir ve elma tipi diye bilinir. Kadınlarda daha sık görülen ise armut tipi olandır....

Sadece boy uzunluğuna bakarak ideal kilo hesaplamak yeterli olmayabilir. Önceleri boy uzunluğunuzun cm cinsinden değerinden 100- 105 rakamını çıkarmak pratik bir yol olarak kullanılırdı ancak artık durum çok farklı… Önemli olan vücut ağırlığınızın ne kadarının yağ olduğu. Bu sebeple de en doğrusu vücut yağ analizi yapıldıktan sonra vücut tipinize göre ideal kilonun belirlenmesidir. Vücut yağ analizi sonucunda sadece vücuttaki toplam yağ miktarını değil bu yağın hangi bölgelerde dağılım gösterdiğini de öğrenmek önemlidir. Çünkü karın bölgesindeki yağlar, insülün direnci ve şeker hastalığı, yüksek tansiyon, karaciğer yağlanması, kolesterol yüksekliği gibi metabolik sendrom adı verilen kronik hastalıklara zemin hazırlar.Vücudunuzdaki yağsız doku kısmı (kas, kemik,,su iç organlar vb) ve su miktarı ise ideal kiloyu belirler. Vücut ağrılığı aynı olan iki insana baktığınızda vücut şekillerinde büyük fark görebilirsiniz biri 38 beden diğeri 40 beden kıyafet giyiyor olabilir; bunun sebebi vücutlarındaki yağ-kas miktarının farklı oranıdır. Yağsız doku kitlesinden kabaca kas diye bahsedecek olursak, kas kütlesi bizim...

”Daha önce de aynı şeyleri yiyordum ve kilo almıyordum, ama şimdi vücuduma bir şeyler oldu sanki… kalınlaştım yağlanmaya başladım” ifadeleri genelde 35 yaşlarında kullanılmaya başlanır. Çünkü 30 yaşından sonra vücut her 10 yılda bir metabolik hızını yavaşlatır. Bunun ilk hissedildiği yaşlar ise 30 lu yaşlardan 40’a geçişe doğru olur. Okul, üniversite, master, ilk çalışma heyecanı ve hareketinin ardından genelde bu yaşlarda kişiler iş ve özel haytalarını düzene sokarlar , evlilik eğer varsa gebelik dönemi ve ertesinde kalan kilolar . Bununla birlikte asansör kullanma , otobüs, araba vb taşıtları sürekli kullanma, ile hareketsiz yaşam başlar. Öğrenciliğin ardından satın alma gücünün artması dışarıda yenen yemekler, davetler, ev toplantıları ve sosyal çevreye bağımlı yaşama kişilerin sağlıklarına göstermeleri gereken özeni gölgeleyebilir. Evde yapılan güzel pasta ve kurabiyeler, çocuklar için eve alınan gofret ve şekerlemeler, annler içinde tehlikeli olabilir. Oysa 30 lu ve 40’lı yaşlar hala vücudunuza yatırım yapmanız için fırsatların kaçırılmadığı dönemdir. Hatta son...