
Sosyal medyada erik fotoğrafları paylaşılmaya başladıysa yaz iyice yaklaştı demektir. Baharın ve yazın müjdecilerinden biri olan eriği sevmeyen var mıdır bilmiyorum ama 2 bin çeşidi olduğunu ben yeni öğrendim. Sevmeyenlere sevdirecek, sevenlere de daha çok erik yedirecek nedenlere bir bakalım… Antioksidanlardan zengin Erikte bulunan güçlü antioksidan bileşenler hücreleri serbest radikallerin tahribatına karşı koruyor. Antioksidan bileşenleri ile vücudu koruyan ve yüksek oranda C vitamini içeren erik hastalıklara karşı direncimizi artırıyor. Erik aynı zamanda A, K ve B grubu vitaminleri ve sağlık için faydalı birçok mineral de içerir. Antioksidan Nedir? Demir emilimini artırıyor Antioksidan bakımından zengin olması dışında yüksek miktarda C vitamini içeren erik bu özelliğiyle besin yoluyla alınan demirin vücut tarafından emilimini önemli oranda artırıyor. 100 gram erik günlük C vitamini ihtiyacının yaklaşık yüzde 16’sını karşılıyor. Demir eksikliği olanlar nasıl beslenmeli? Kolesterolü dengeliyor Erik, yine içeriğinde bulunan C vitamini sayesinde kolesterolün kontrol edilmesine yardımcı oluyor. Tek başına kötü kolesterolü düşürmek için yeterli...

İnternet dünyası limonun yağlara karşı gizli bir silah olduğu iddiaları ile doludur. Google üzerinde kilo kaybı ve limon ile iligli arama sonuçlarına baktığınızda 560 bine yakın sonuç çıkıyor. Popüler diyet fikirleri de limonun vücuttaki yağlardan kurtulmaya yardımcı olduğunu söylüyor. Böyle olsa ne güzel olurdu değil mi? İstediğin kadar ye sonra bırak limon yağları eritsin!!! Limonu yiyecek ve içeceklerimizde çok sık kullanıyoruz fakat limon gerçekten kilo kaybına yardımcı olabilir mi? Limon gerçeği nedir? Limon, diğer meyve ve sebzeler gibi birçok vitamin, mineral ve fitokimyasal adı verilen bileşikleri bol miktarda içermektedir. Özellikle C vitamini bakımından oldukça zengindir. C vitamininin vücuttaki yağın metabolize edilmesinde rol oynadığını düşündürecek bazı araştırmalar vardır. C vitamini, yağ oksidasyonu için ihtiyaç duyulan karnitin üretimi (vücudun yağları yakması ve enerji artışı) için gerekli, bu sebeple vücut üzerinde bir takım etkiler bırakabilir. “Amerikan Klinik Beslenme Dergisinde” yayınlanan bir araştırma, yeterli miktarda C vitamini alan katılımcıların egzersiz sırasında önemli ölçüde daha...

Diyabetli bireylerin, beslenme alışkanlıkları biraz daha farklı oluyor. Diyabetli bireyler mutfak alışverişlerinde, yemek seçimlerinde bazı zorluklar yaşayabiliyorlar, yeme alışkanlıkları özen istiyor ve marketlerde kendilerine hitap eden ürünleri yaygın olarak bulamayabiliyorlar. Ben, diyabetli bireyler için yaptığım araştırmalarda yeni bir ürün keşfettim ve sizinle paylaşmak istiyorum: Slimini Diyabetik Un Diyabetliler için özel olarak geliştirilen un sayesinde diyabetliler de istediği hamur işini gönül rahatlığıyla tüketebilecek. Bir devrim gibi adeta. Bu havada kalan bir slogan değil. Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Uzmanları tarafından tavsiye edilmektedir ayrıca Tarım Bakanlığı tarafından onaylanmış ve Tübitak’tan proje başarı belgesi almıştır. Diğer unlara göre Glisemik İndeksinin %40 daha az olduğu onaylanmış. Dünya’da ilk ve tek beyaz diyabetik un olma özelliğini taşıyor. Ürünün ve hatta Slimini markasının diğer ürünlerine ait resmi web sitesi: slimini.com Tüm detaylara buradan da ulaşabilirsiniz. Sadece Diyabetik Un değil, Çölyaklı bireyler, diyet yapanlar gibi birçok bireye hitap eden unları bulunmakta. Özellikle Çölyaklı...

Ben üniversiteye 1990 Eylül’ünde Ankara’da başladım ve 49 kiloydum, 29 Ekim tatili için tekrar ailemin yanına döndüğümde ise yani 6 -7 hafta sonra 56 – 57 kg idim. Daha önce hiç kilo almamıştım, tam tersi evde sürekli yemek yemeye ve kilo almaya doğru teşvik vardı çünkü zayıf bir çocukluk geçirmiştim. (sakın hala her şeyi yediğim halde zayıfım sanmayın yediklerime dikkat ediyorum ve egzersiz yapıyorum yoksa ben de hızla kilo alabiliyorum çünkü yaş ilerliyor maalesef) Bizim ailede zayıf birey çoğunluktadır, hatta kız kardeşim ve erkek kardeşim uzun süre kilo almak için bana beslenme programı yazdırdılar. Annem hiçbir zaman kilolu olmadı ve benim de o yıla kadar hiç kilo problemim yoktu, hatta eve döndüğümde tüm aile “ne güzel kilo almışsın” diye sevindi. Tabi o zaman mesleki dersler başlamamış, yeni bir şehir, ev yerine yurt düzeni, yeni arkadaşlar, farklı yiyecekler, gece geç saatte yenilen yemekler derken ben ne olduğunu anlayamamıştım. Hatırlıyorum aynı odada...

Bahar demek soğukların kırılması, doğanın uyanması, ağaçların çiçeklenmesi demek. Bahar aylarında bazı günler güneş kirpiklerimizde parlasa da, bazı günler bulutların arasından yüzünü hiç göstermiyor. Havalardaki bu dengesizlik vücudumuzdaki enerji dengesini de bozuyor, doğanın bir parçası olan metabolizmamız bu değişimlere ayak uydurabilmek için hızlı değişimler geçiriyor ve sonuçta bahar yorgunluğu dediğimiz olay çıkıyor ortaya. Metabolizmaya eziyet eden 10 yanlış için tıklayın. Bahar yorgunluğunun üstesinden gelmek birkaç küçük değişiklikle mümkün. Bunlara dikkat ederek baharın keyfini çıkarabilirsiniz: Enerjinizi yükseltmek ve yorgunluğu yenmek için; B ve C vitaminlerinden, magnezyum, potasyum yeterli alınıp alınmadığı gözden geçirilmelidir. Bu maddeleri içeren besinler için tıklayın. Meyve, sebze ve lifli beslenmeye ağırlık verilmelidir Günlük içilen su miktarını 3 litre civarında tutulmalıdır çünkü ısınan hava vücudumuzun su ihtiyacını arttıracaktır. Sentetik yerine pamuklu kumaşlardan üretilen giysiler tercih edilmelidir, terleme metabolizmamızın ve havadaki elektrik yükünün dengelenmesi için vücudumuza yardımcı olacaktır. Açık havada yürüyüş, fiziksel ve ruh sağlımıza iyi gelecektir. Uzun yürüyüşlere çıkılamıyorsa sabah...

Danışanlarımdan en çok duyduğum cümlelerden biri: “Basen bölgemde fazlalık var nasıl eritebilirim?” veya “Sadece göbeğimi eritmek için diyet yapıyorum!” Genel olarak görülen 2 farklı vücut tipi vardır elma ve armut… Elma tipi vücut yağlanmanın göbek ve bel çevresinde, armut tipi vücut ise yağlanmanın kalça ve basen bölgesinde olduğu vücut tipidir. Vücudumuzun nasıl şekilleneceği genetik kodlarımızda kayıtlıdır. Kilo vermek vücuttaki yağ hücrelerinin hacim kaybederek küçülmesidir. Ergenlik döneminden sonra yağ hücrelerinin sayısı sabitlenir. Özellikle bahar aylarında bölgesel zayıflama efsanesi büyük bir patlama yapıyor gerek televizyonlarda gerek internette bölgesel zayıflamayı sağlayan birçok ilaç, krem, ürün vs. reklamları insanların aklını çeliyor. Bu hafta internette kontrolsüzce satılan zayıflama hapları ve çayları yüzünden bir kişi daha hayatını kaybetti, lütfen kilo kaybedeceğim diye sağlığınızı kaybetmeyin. Hatta bazı terimler insanların boş yere umutlanmasına yol açıyor. Brezilya poposu, İspanyol bacağı, İskandinav kası diye bir şey olamaz. Medyada yer alan bu tür içerikleri ve diyetleri görünce çok üzülüyorum ve gülüyorum....

Her mevsimin kendisine özgü güzellikleri, barındırdığı mucizeler, yetişmesine ortam yarattığı bitkiler var. Kış bitmeden sizlere mucizevi, kırmızı bir sebze olan pancarı anlatmak istedim. Kırmızı pancar, ıspanakgiller ailesinden olan, yumru kökü çok lezzetli ve sağlığa son derece faydalı, toprak altında yetişen bir kök sebzedir. Pancarı Mucizevi Kılan Faydaları Pancar betalain denilen, meyve, sebze, baharat, kuruyemişler ve tohumlarda bulunan ve aktif olarak insan sağlığına destek veren bitki özü moleküller olan fitonutrientler içerir. Bu moleküller bitkilere renklerini, aromalarını vererek, bitkilerin bağışıklık sistemini oluştururlar. Tek bir meyve ya da sebze 100’den fazla fitonutrient içerebilir. Betalain maddesi ayrıca kalp damar hastalıkları gibi kronik hastalıkları da engelleyebilir. Kanın temizlenmesi ve karaciğerin zehirlerden arınmasına yardımcı olması nedeni ile detoks için kullanılabilen olarak kullanılabilen pancar aynı zamanda iltihabı önleyici, azaltıcı ya da ortadan kaldırıcıdır. Yapılan bazı çalışmalar pancarda bulunan nitratın vücutta nitrik oksite dönüşerek damarları genişlettiğini, kan dolaşımını kolaylaştırdığını, tansiyonu düşürdüğünü göstermektedir. Egzersiz öncesinde içilen pancar suyunun egzersize...

1 orta boy karnabahar, 1 yumurta, dereotu, maydanoz, yeşil biber, biber salçası, domates, kimyon, kekik, pul biber,labne. Ayıklanmış ve haşlanmış karnabaharı robottan geçiyoruz. Yumurta ince kıyılmış dereotu maydanoz ve labneyi karıştırıp pizza hamuru haline getiriyoruz. 180 derecelik fırında 20 dkka pişiriyoruz. Pişen pizza tabanımızın üzerine domates sosu döküp dil peyniri biber, zeytin ve domates ile süsleyip tekrar fırına veriyoruz. Afiyet Olsun. Tarifi izlemek için IMG_5724.mp4

Yerkabuğunun çeşitli derinliklerinde, uygun jeolojik şartlarda doğal olarak oluşan, bir veya daha fazla kaynaktan yeryüzüne kendiliğinden veya teknik usullerle çıkartılan, mineral içeriği ve diğer bileşenleri ile tanımlanan, her türlü kirlenme risklerine karşı korunmuş ve 1 litresinde 1000 miligramın üzerinde eriyik mineral ve 250 miligramın üzerinde doğal karbondioksit gazı içeren doğal mineralli sulara doğal maden suyu ismi verilir. Bu mineralli suları diğer sulardan ayıran özellik, kaynağından elde edildiği anda özel miktar ve oranlarda mineraller ve iz elementler içermeleridir. Unutmamak gerekir ki; her maden suyu, mineral içeriği ve seviyesi açısından birbirinden ayrışır. Avrupa Birliği ülkelerinde kişi başına ortalama yıllık 150 litre maden suyu tüketimi varken maalesef bizim ülkemizde bu oran sadece 4 litre. Ülkemiz maden suyu bakımından son derece zengin ama ne yazık ki bu yüksek mineralli suyun çok büyük bir bölümü boşa akıyor. Maden suyunun birçok faydası var: Maden suları kalsiyum, bikarbonat, klor, magnezyum, sodyum, potasyum ve florür gibi...

Diyet artık hayatımızın her alanında duyduğumuz bir konu haline geldi. Lisanslı diyetisyenlerin artması ve üniversitelerde diyetetik bölümünün yaygınlaşması beni ve meslektaşlarımı son derece mutlu ediyor ama başka meslek gruplarından olup da beslenme uzmanlığına(!) soyunan ve ne yazık ki büyük kitlelere ulaşan, bireylerin kafasını karıştıran, sağlıklı beslenmeye tamamen ters düşen açıklamalar yapan kişiler de olmuyor değil. Ne yazık ki kafası karışan bireyler neye inanacağını şaşırıyor, bu önerilere uyup uymamakta kararsız kalıyor. Sizler için bugün sık sık duyduğum ve en çok düşülen diyet yanlışlarını açıklayacağım. Öğün Atlamak Metabolizmanızı canlı tutmak ve yağ yakımını hızlandırmak için 3 ana öğün yapmanız çok önemli. Ara öğün tercihi ise bireysel özellikler, kişinin yaşam şekli ve alışkanlıklarına göre değişebiliyor. Uzun saatler çalışan bireye veya hipoglisemisi olan kişiye daha sık öğün vermek gerekebiliyor. Üstelik ara öğün yaparak bir sonraki öğünde açlığınızı daha kolay kontrol edebiliyorsunuz. Özetle 3 ana öğün şart, ara öğün kişiye göre değişiyor ancak ana...