• Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
16/11/2015

Dünya Sağlık Örgütü geçtiğimiz haftalarda kırmızı et ve işlenmiş et tüketimi ile kanser riskine dair 27 maddelik bir rapor yayımladı. Ancak burada işlenmiş et ve kırmızı et tanımlamalarını çok iyi ayırmak gerekiyor. Bu rapora göre Kırmızı et sığır, dana, domuz, kuzu, koyun eti, at, keçi ve dahil olmak üzere, tüm memeli etleri kapsar. İşlenmiş et ise; lezzet geliştirilmesi veya korunması için tuzlama, kür, fermantasyon, kül veya diğer süreçlerle değişime uğramış et anlamına gelir. İşlenmiş Et Kanser Riskini Artırıyor Işlenmiş et tüketimi çalışmalarda kanser riskinde küçük artışlar ile ilişkili bulunmuş. Bu çalışmalarda, risk genellikle tüketilen et miktarı ile artmıştır. 10 çalışmadan elde edilen verilerin analizi, günlük yenen işlenmiş etin her 50 gramlık kısmının kolorektal kanser riskini yaklaşık % 18 artırdığı tahmin ediliyor. Rapordaki araştırma sonuçları kanserli hastaların şu an ne yapması gerektiğine yönelik veri ve tavsiyede bulunmuyor. Bu sebeple yanlarına bol lifli ve c vitaminli besinler ile doğru pişirme yöntemlerini eklemek...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
09/11/2015

Tweeter üzerinden test yaptık ve sonuçlar şöyle çıktı Doğru cevap ise :Perşembe Peki niye? Diyete yeni başladığınızda ilk günlerde genelde motivasyon yüksek olur ve kararlılık güçlüdür. Çünkü başlangıçtaki heyecan sizi motive etmeye yeterlidir. Ancak genelde 1- 2 gün sonra, “yeni” yeme alışkanlığı her zamanki yaşam tarzıyla çatışmaya başlar. Bu duyguya uzak olmayan pek çok danışanım var o yüzden çok eminim ve sizi çok iyi anlıyorum. Diyete pazartesi başladığınızda İlerleyen günlerde mesela perşembe, cuma gibi sosyal çevrenin etkisi ya da diyet listesinde olmayan şeyleri yeme isteği, diyete olan motivasyonu düşürebiliyor. Eğer kişi bu konuda hazırlıklı değilse, diyete devam etme arzusunu giderek yitiriyor. Aslında daha tam olarak başlamadan hafta sonu yenilgisi ile bitmiş olabiliyor. Hafta sonu günlük rutinin değişmesi, sosyal planların artışıyla beraber vazgeçmek daha da kolaylaşıyor. Oysa diyete Perşembe başladığınızda haftasonunu yüksek motivasyon ile kazasız atlatırsanız bu güven tazeleme size çok iyi geliyor. Aslında diyetlerden vazgeçmenin en büyük nedeni şu; birey...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
04/11/2015

Genel olarak erkekler kilo verme programında kadınlara göre daha şanslıdır. Erkeklerin kaslı yapısı ve vücutlarındaki testesteron hormonu daha hızlı bir metabolizmaya sahip olmalarının sebebidir. Kadınlar ise mensturasyon dönemi, östrojen hormonu, hamilelik ve süt verme dönemi, menopoz gibi daha uzun süre hormonal değişimler içinde olduklarından, daha çabuk kilo alabiliyorlar. Daha yağlı bir vücuda sahip olmaları da bunu kolaylaştırıyor. Erkek metabolizması ise her zaman için gelişmiş kas yapısı yüzünden, kadından daha hızlı çalışıyor. Evlilik kilo aldırıyor Erkekler genelde üniversite ve askerlik dönemlerini kilo almadan tamamlıyor. Askerlik sonrası egzersize devam eden erkekler formlarını uzun süre koruyorlar. Genelde erkeklerin yeni bir düzen olan evlilik ile tanışması kilo almayı tetikleyen önemli nokta oluyor. Bu durumu düzenli egzersiz ile dengeleyebilen erkekler, genelde 40 yaşına kadar idare edebiliyorlar. Bireyin hayatında uzun çalışma saatleri toplantılar, stres, uzun akşam yemekleri ve yeme yoğun hafta sonları ve tatiller sıklaşınca kilo alma serüveni başlıyor. İşte bu noktada, erkeklerin ilk diyetisyeni genelde...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
04/11/2015

  “Minimum çabayla maksimum sonu elde etsek ne güzel olurdu değil mi? ” İş yerinde, sosyal hayatımızda, okulda, hayallerimizde bu hep böyledir. Az parayla en güzel arabayı almayı ya da en az çalışmayla en büyük şirket başarılarını elde etmeyi kim istemez ki? Ama acı gerçeği hepimiz bilyoruz… Kilo verme konusunda da çoğu zaman mucizeler aramıyor musunuz? Keşke öyle bir şey olsa ki, her istediğimizi yememize rağmen televizyon karşısında otururken yağlarımızı yaksa… Böyle bir dileği olanlara kötü bir haberim var; kilo verdiren mucize tek bir besin yok. Ama iyi haber kilo kaybetmenizi destekleyecek mucizevi içerikli besinler var. İşte sizlere yağ yakımınızı hızlandırabilecek 6 mucizevi içerikli besin… YUMURTA Anne sütünden sonra en değerli protein kaynağı olan yumurta, kas yapımını desteklerken aynı zamanda yağ yakımını da sağlar, obezite ile savaşır. ‘’Amerikan Üniversitesi Dergisi’’nde yayımlanan bir araştırma, kahvaltıda iki yumurta ve ekmek yiyen insanların sonraki 24 saat içinde yemeyenlere göre 400 kalori daha az...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
27/10/2015

  Expo 2015 Milano Türkiye Pavyonu Konuşmacı olarak katıldığım kapanış programında Birleşmiş Milletlere ‘’Bulgur Yılı’’ ilan edellim diye çağrıda bulundum. Bu sağlıklı zenginliği tüm dünyaya tanıtalım istiyorum. Teması “Feeding the Planet, Energy for Life/ Gezegeni beslemek, Yaşam için enerji “ olan EXPO Milano 1 Mayıs tarihinden bu yana 5.000.000 dan fazla ziyaret etmiş ülkemizin geçmişinden aldığı mirası nasıl geleceğe taşıdığını topraklarımızın bereketi kültürümüzün çeşitliliği insanımızın hoşgörüsü ve yardımseverliğimizin en büyük zenginliğimiz. EXPO2015’’Milano Türkiye kapanış programına davet edilmek ve ülkemi temsil etmek benim için çok büyük bir onur ve gurur. Ülkemizin her bölgesinin yemek kültürü ayrı birer hazine, sağlık faydaları yönünden geleneklerimize sahip çıkmak ve dünyaya anlatmanın hepimizin önemli sorumluluğu. Yoğurt, tarhana, bulgur, fındık, badem, mercimek, kefir, ayran hepsi çok sağlıklı ve lezzetli ve tüm dünyaya daha fazla anlatmamız gerektiğinden. Her gün artan obeziteye çare bulmak için çok uzaklara gitmenin gerek olmadığını kendi topraklarımızın tohumu bereketi ve geleneksel yeme alışkanlıklarına dönmenin...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
22/10/2015

  Kahvesiz güne başlayamam diyenler, yemek sonrası kahve sevenler, akşam kahvesi ile yorgunluk atanlar, ders çalışırken kahve enerjisine başvuranlar ve tüm kahve severler bu yazımı okumalı. Kahvenin sağlık açısından değerlendirilmesi tabi ki pek çok araştırmanın konusu oldu. Bende kahve seven bir diyetisyenim her gün 1 adet kahve mutlaka içerim. Çalışma sonuçlarına göre günlük kafein miktarını 400 mg ile sınırlamak gerekiyor. Aslında bu hiç de fena değil ortalama ve 1 fincan kahve 60-70 mg kafein içeriyor diye düşünülebilir. Peki kahve sevenler, kahveden vazgeçemeyenler acaba neden seviyor olabilirler hiç düşündünüz mü?   Kahve İçenler Daha Sağlıklı Bazı araştırmalara göre kahve tüketen bireyler daha az tip 2 diyabete yakalanma eğilimindeler. Ayrıca kahve içen insanların Parkinson, Alzheimer gibi tedavisi olmayan hastalıklara yakalanma riskinin de daha az olduğu düşünülüyor   Enerjinizi Yüksek Tutar Kafein beynimizde var olan ve uyumamızı sağlayan adenozin adlı bir molekülü bloke eder ve dolayısıyla bizi uyanık tutar. Adenozin bloke olduğunda kafein...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
14/10/2015

Kilo verirken aile bireylerinden destek almayı, destek vermediklerinde ise nasıl başa çıkacağınızı öğrenin. Deneyimlerim birçok diyet yapan insanın ailesinin kendisini nasıl desteklemesini istediği konusunda çok net olmadığını gösteriyor. Kendinize kredi vermeyi öğrenin nasıl mı? Genelde diyet yapanlar ailelerine “beni desteklemenizi istiyorum” diyor, aile bireyleri de “tamam, destekleyeceğim” cevabını veriyor. Ondan sonra da desteği nasıl vereceği kişinin kendi tahminlerine kalıyor ve bu tahmin ettikleri de çoğunlukla yanlış oluyor. Sonuç, hem diyet yapan bunalıyor, hatta öfkeleniyor hem de aile bireyleri. Peki, bu sorunun çözümü nedir? Çözüm, destek konusunda ne istediğinizi sadece düşünmeyi bırakın, istediklerinizin listesini yapın. Liste ailenizin size yardım eli uzatabileceği en uygun yollar olsun. Eşiniz ya da diğer aile bireyleri sizin beslenme planında olmayan bir tatlıyı, hamur işini akşam yemeğine ilaveten alıyor ve sofraya koyuyorsa, onlara bu hareketlerinin sizi ve iradenizi zorladığını, beslenme programını takip etmenizi güçlendirdiğini söylemelisiniz. Aslında bunun irade ile ilgili olmadığını anlatmanız da çok önemlidir. Kimsenin sınırsız...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
09/10/2015

2009 yılında ilk baskısı yayımlanan Afiyetle Diyet kitabı genişletilmiş yeni baskısı ile alfa yayın evi tarafından yeniden okuyucularla buluştu. Neden diyetten vazgeçiliyor? Diyete nasıl hazırlanılmalı? Diyette başarının yolları Beslenmenin iyiliğine odaklanmak lazım. Sağlıklı beslenmenin iyiliği hepimiz için, peki diyet kimler için? Diyet bir hastalığı tedavi etme veya korunma amaçlı belirli yiyeceklerin kısıtlanması veya miktarlarının düzenlenmesi esasına dayanır, diyen Koçak bu kitabı kendini daha iyi hissetmek isteyen, yaşamın sorumluluğunu almış, biraz kilo fazlası olan veya kilo almamak için dikkat gösteren bireylerin yanlış diyetler yapmamaları, diyet yerine farklı bir bakış açsına sahip olabilmelerine katkı sağlamak amacıyla hazırladı. “Dilara Koçak bilgisi ile güven, kişiliği ile sevgi uyandırmaktadır. Onunla birlikte uygulanan diyet hoş bir yolculuk olmaktadır. Beslenme kültürümüzü mutfaktan başlayarak etkileyen açılımları, yeni kitabı ile daha geniş kitlelere sağlıklı yaşamın kapılarını açacaktır.” Prof. Dr. Tansu ÇİLLER “Dilara Koçak bu kitabında günümüz dünyasının en önemli sorunlarından biri olan sağlıklı ve dengeli beslenme konusunu tam bir...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
07/10/2015

  Yazın kilo almış olabilirsiniz veya sonbahar sizi mutsuz ediyor olabilir, sorun yok! Vücudunuz olağanüstü bir yenileme ve iyileşme kapasitesine sahip ve biz bunu besinlerle destekleyebiliriz. Her gün 2 porsiyon meyve yiyenler daha sağlıklı Sonbaharın duygusal atmosferiyle gerçek açlık ve psikolojik açlık duygusunu ayırt etmek biraz zorlaşabilir, iştahınız değişmiş olabilir. Böyle durumlarda içerdiği faydalı bileşikler yüksek su ve lif içeriği ile düşük kalorili sebze ve meyve tüketimine öncelik göstermek iyi bir seçim olabilir. Kışa girerken meyve ve sebzeler sağlık ve iyi yaşama doğrudan katkıda bulunan besin bileşenlerinin bize sanki hediye paketidir. Yapılan çalışmalar gün içinde 2 porsiyon meyve ve sebze tüketen insanların %11 daha sağlıklı olduğunu söylüyor. Ortalama 8,3 yıldır menopozda olan 52,823 kadınla yapılan bir çalışmada beslenmesinde lifli meyvelere yer verenlerin diğerlerine oranla meme kanseri riskinin %34 oranında daha az olduğu bulunmuş. Hipokrat’ın meşhur sözünü hatırlayın “ ilaçlar besin değil, besinler ilacınız olsun”   B 12 vitamini ve folat...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
30/09/2015

 Yaz bitimi biraz hüzün verir, tatiller biter, çocuklar okula döner, kışlık hazırlıklar tamamlanır ve mutfak değişmeye başlar. Kendiniz, çocuklarınız, aile ve mutfak için sonbahara hazır mısınız? Egzersiz planı yapın Yaz aylarından sonra havaların erken kararması fiziksel aktivite de azalma tatil sonrası işlerin yoğunlaşması, halsizlik, isteksizlik, mutsuzluk ile sonuçlanabiliyor. Sonbaharın depresyonuna girmeyin en iyi çözüm hareketi arttırmak. Üstelik sonbaharda sıcaklık ve nemin azalmasıyla daha rahat spor yapılır. Bir yandan kas kitlesini artırırken diğer yandan artan metabolizma hızı ile yağ yakımı artar. Egzersiz, bağışıklık ve dolaşım sisteminizi destekler. Doğal antidepresan olan spor, vücuttan endorfin salgılanarak depresyonu azaltır. Alışverişi gözden geçirin Sonbaharda enerjinizin düşmemesi ve stresi kontrol etmek için B grubu vitaminlerinden zengin beslenilmeli. Tam tahıllı ekmekler, kurubaklagiller, yeşil yapraklı sebzeler, et ve süt ürünleri. Aynı zamanda omega yağ asitlerinin, özellikle de DHA’nın (Dokosohekzanoikasit) eksik olması, kişiyi depresyona karşı korumasız hale getirebilir. Antidepresan etkili bir beslenme planı, bol miktarda balık ve omega-3 yağ...