Doğum sonrası kilo verme hızı ve zamanı gebelik süresince alınan kilo ile ilgilidir. Gebelik döneminde 9 -12 kg alarak normal tamamlamış bir anne ise ilk 6 ayın sonunda dengeli beslenme ve etkin süt verme sonunda normal kilosuna kavuşabilir, Gebelik döneminde 18 -30 kg gibi aşırı kilo almış annelerin normal kilolarına dönmeleri daha uzun zaman alacaktır. Düşük kalorili diyet sakıncalı Hızlı kilo kaybı için yapılan düşük kalorili diyetler annenin süt verimini olumsuz yönde etkiler. Özellikle karbonhidrat ve proteinden fakir beslenme annenin sütünü azaltır. Emzirirken dengeli beslenmeli Emzirme döneminde anne her gün yaklaşık 6 -7 çay bardağı yani 700 ml süt salgılar. Bunun için her gün 500 -700 kalori harcar Bu kalori kaybı bir saat orta seviyede egzersize eş değerdir. Bu nedenle emzirirken dengeli beslenen ve yeterli sıvı alan anne, eğer doğumu normal kilo artışıyla bitirdiyse altı ay sonunda doğumda aldığı fazla kilolardan kurtuluyor. Emziklilik döneminde kilo vermenin sihirli yolu gebelik döneminde aşırı kilo...
Özellikle uzun çalışma saatleri olan ve masa başında çok vakit geçiren ofis çalışanlarında, kilo artışı kaçınılmaz oluyor. Oysa çalışırken de doğru beslenmek ve kilo almak yerine fazla kilolardan kurtulmak mümkün. Ofiste, uzun zaman geçirildiğinde kahvaltı ve ara öğünlerin pratik seçilmesi dengeli beslenme açısından çok önemli. Kahvaltıyı erken yapıyorsanız, öğle yemeğinden bir-iki saat önce yine ara öğün tüketmeniz, metabolik hızı artırarak kilo vermenize ve öğlen daha az kalori almanıza yardımcı olur. Bugün çalışan kadınlar için bir günlük pratik beslenme planından bahsedeceğim. Tabi ki haftada 3-4 gün egzersiz yapmayı da unutmayın lütfen KAHVALTI Sağlıksız kahvaltılara hızlı bir alternatif niteliğinde olan, gün boyu enerjik hissetmenizi sağlayacak ev yapımı kahvaltılık smoothie’leri deneyebilirsiniz. 1 su bardağı badem sütü,2 dilim ananas, 1 çay kaşığı fıstık ezmesi (light),1 çay kaşığı keçiboynuzu unu, tarcın, yarım çay kaşığı vanilya Tüm malzemeleri mikserde 30-40 saniye kadar ya da smoothie homojen bir kıvam alıncaya kadar karıştırın kahvalti hazır afiyet olsun Yapılan birçok araştırma güne kahvaltı ile başlamanın önemini göstermiştir, sağlıklı seçimler yaparak beden kitle indeksinizi azaltmanız da mümkün. Özellikle...
Kötü haber bu konudaki arayışınıza son verebilirsiniz çünkü böyle bir yiyecek yok. İyi haber hemen üzülmeyin çünkü diğerlerine oranla daha çok tokluk hissi veren yiyecekler var! İşte size bir haftalık örnek menü( ekte gönderiyorum) ve beslenmenizde bulundurmanız gereken 5 önemli besin… 1- Elma Orta boy bir elma yaklaşık yüzde 85 su ve 5 gram çözünen liften oluşmaktadır. Elma ile ilgili diğer bir özellik ise elmanın aynı zamanda kuersetin içermesidir. Kuersetinin bazı kanser türleri ile savaşmada yardımcı olduğu, kolesterolün azalmasına yardımcı olduğu ve akciğer sağlığını koruduğu bilinmektedir. Üzerine tarçın ile tokluk hissini arttırır eğer insülün direnci veya glikoz metabolizmanızda sorun var ise yanına protein, yani biraz süt veya fındık ile tüketin. Kefir ile blender yapın bayılacaksınız 2- Yumurta Yumurta, sizi tok tutmaya yardımcı önemli bir protein kaynağıdır. Yapılan son araştırmalara göre kahvaltıda iki yumurta yiyenlerin simit yiyenlere oranla takip eden 24 saat içerisinde 400 kalori daha az aldıkları görülmüştür. Uzmanlar, bu araştırma ile yumurtanın daha yüksek oranda ve daha uzun sürede tokluk sağladığı görüşünün...
Günümüzde birçok insan çok az hareket ettiği bir yaşam tarzı sürüyor ve sonucunda da ciddi sağlık problemleri yaşıyor. Hadi daha fazla ertelemeyin harekete geçin Uzun saatler sedanter (az hareketli) olmak insan doğasına aykırıdır. Atalarımız her zaman avcılıkla, inşa etmekle ve göçmekle meşguldü bedenimiz çalışan bir makine ve aktif olmaya alışık. Hareketsizlik sadece kilo almanıza sebep olmaz pek çok farklı sistemi ilgilendir. Neler mi? Hemen bakalım; Sedanter Yaşam Tarzının Riskleri Kalp Hastalıkları Daha az aktif kişilerde kalp hastalığı ya da kan pıhtılaşması hastalıkları gelişmesi, kolestrol yükselmesi olasılığı daha yüksektir. Tip 2 Diyabet Fiziksel aktivite eksikliği sonradan oluşan tip 2 diyabeti oluşumunu hızlandırabilir. Obezite Neredeyse sedanter yaşam tarzı ile eşanlamlı olarak kullanılabilir ve sonrsında birçok komplikasyona davetiye çıkarır Kanser Araştırmalar, fiziksel olarak aktif olmanın kansere neden olan serbest radikallerin oluşumunu engellediğini göstermektedir. Duygu Durumu Bozukluğu Depresyon, anksiyete ve diğer duygu durumu bozukluklarının sedanter yaşam tarzı ile ilişkili olduğu düşünülüyor aktif bireyle hayata daha mutlu bakıyor Kas Kaybı Büyük Fransız doğa bilimcisi Lamarck “kullanılmayan organ, körelir” demiş. Kaslarınızı kullanmamak da kas kaybına ve halsizliğin baş sebebi...
Ülkemizde ormanlarda, yol kenarlarında bile sıkça rastlanan gülgiller familyasından gelen böğürtlenin sağlık için yararları saymakla bitmiyor.Ben Mersin’e gitmişken hemen annemin yayladaki böğürtlenlerini kaptım geldim. Böğürtlen seviyorsanız size çok iyi haberlerim var hadi bir göz atalım bu minik meyvenin büyük yararları saymakla bitmiyor. Böğürtlen besleyici besin bileşenleri içeren lezzetli bir meyvedir. İçerdiği vitamin ve mineraller asında A vitamini, B1, B2, B3, B6, Folat, C , E, K vitaminleri, kalsiyum, demir, magnezyum, fosfor, potasyum ve çinko bulunur. Ayrıca kolesterol içermez ve aminoasit ve diyet lifi açısından zengindir. Koyu mavi renkli olan böğürtlen yüksek antioksidan kapasitesine sahip meyveler arasında. Kanser riskini azaltmaya yardımcı olan antioksidanlar doğanın bize sunduğu büyük bir mucizedir. En yüksek sağlık faydaları için doğal halde tüketilmesi gerektiği unutulmamalıdır. Böğürtlen sağlıklı kemikler için gerekli olan magnezyum ve kalsiyum gibi önemli mineraller içerir. Kalsiyum kemik yapısını güçlendirirken böğürtlenin içinde bulunan magnezyum da kalsiyum ve potasyumun emilimini kolaylaştırır. Cilt bakımına yardım eden lezzetli bir seçenek olabilir. C, E vitamini...
Sıcak ve nemli havalarda nefes alıp vermek bile sıvı kaybetmenize sebep olur. Terlemeniz ya da susamanız şart değildir. O nedenle, bu aylarda sıvı alımına diğer aylarda olduğundan daha fazla dikkat edilmelidir. Yemek yemeden yaşamı sürdürmek mümkünken, 3 günden fazla susuz yaşamak mümkün değildir. Dehidratasyon veya su kaybı sonucunda vücut ağırlığının % 10’dan daha fazla su kaybetmesi şiddetli halsizlik ve sıcak çarpmasına neden olur, % 20’lik kayıpta ise yaşam tehlikeye girebilir. Diğer besin öğelerinden farklı olarak vücut suyu depolayamaz ve ihtiyacın arttığı durumlarda ekstra bir kaynak sağlayamaz. Bu nedenle sıvı kaybını engellemek vücudun normal çalışmasını sağlayabilmek için kaybedilen suların yerine koyulması gerekir. Günde en az iki litre, yazın daha da fazla su içmeniz gerektiğini defalarca okuduğunuzu, duyduğunuzu tahmin edebiliyorum. Bazı kişilerin bu miktarda suyu kolayca tüketebildiğini ama, birçok kişinin de ya su içmeyi sevmemesi ya da bu konuda bir istikrarlı olmaması nedeni ile çok az su tükettiğini de biliyorum. İster suyu sevin, ister sevmeyin, size yaz aylarında serinletici, keyif verici aynı zamanda da sıvı ihtiyacınızı karşılamaya yardımcı bazı yaz...
Ramazandaki hareketsizlik sindirimi etkileyebilir SPOT: Ramazan döneminde yaşanan hareketsizlik ve uzun süreli açlığından ardından yapılan yemek seçimleri ve susuzluk mide ve barsak sisteminizi etkileyebilir. Peki ne yapmalı? Ramazanı yarıladık. Bu özel döneme ait beslenme önerilerini ilk hafta paylaşmıştım. Ancak gelen sorulardan anladım ki bazı problemlere daha detalı değinmek gerekiyor. Ramazan döneminde yaşanan hareketsizlik ve uzun süreli açlığından ardından yapılan yemek seçimleri ve susuzluk mide ve barsak sisteminizi etkileyebilir. Bu nedenle posa içeriği yüksek olan sebze, meyve, tahıllı ekmekleri ve kurubaklagillerin sahur veya iftarda tüketimini arttırmak doğru birer tercih olacaktır. Posa yani lif aslında algılandığı gibi tek bir besin öğesi değildir. Posa, vücudumuzun sindiremediği veya kana emilimini yapamadığı kompleks karbonhidratlara verilen isimdir. Posalar bağırsak içindeki hareketin sağlanması ve bağırsakların düzenli çalışması için çok önemlidir. Ramazan’da posa tüketiminizi arttırmak için; Haftada en az 1- 2 kez kuru baklagil yemeklerinden tüketmeyi deneyebilirsiniz Sahurda ekmeğe alternatif olarak tam buğday ilaveli tahıl gevrekleri yulaf ezmesi gibi seçimleri kullanabilirsiniz Sahur ve iftar menülerinizde sebzeyi eksik etmemelisiniz. Meyve ve...
KİLOM FAZLA MI? SPOT: Pek çok insan kilosundan memnun değil peki ya siz? Aslında bu memnuniyetsizlik doğru ölçüm ve değerlendirme yapılmamasından kaynaklanıyor olabilir. Önemli olan bu konuda bilgilenerek farkındalık kazanmanız, hangi grupta olduğunuzu saptadıktan sonra ölçülü ve dengeli beslenmenizdir. Zaten sağlıklı beslenmek de, kiloyu korumak veya istenen kiloya ulaşmakla sonuçlanır. Fazla kilolu veya şişman olmak birbirinden farklıdır. O nedenle, kendiniz hakkında karar vermeden önce aşağıdaki çok basit yöntemler ile kendinizi değerlendirbilirsiniz. BKİ Hesaplamak Beden Kitle İndeksi (BKI) zayıflık ve şişmanlık durumunun saptanması amacıyla tüm yaş gruplarında kullanılan pratik bir yöntemdir. Boy uzunluğunuza göre vücut ağırlığınızın durumu, sizin Beden Kitle İndeksinizi ( BKI) gösterir. BKI = Ağırlık (kg) / (Boy uzunluğu(m)² Çıkan sonucu aşağıdaki sınıflamaya göre değerlendirin BKI 18.5 ve altı Zayıf 18.6 -24.9 Normal 25 -29.9 Fazla kilolu 30 -39.9 Şişman 40 ve üzeri Aşırı şişman Örneğin 75 kg ağırlığında ve 1.60 m boyunda iseniz BKI = 75 kg / (1.6m) ² = 29.2 Fazla Kilolu sınıfındasınız. Vücut Yağı Analizi Bazı bireyler normal BKİ sınırları içinde olsalar da, kendilerini fazla kilolu hissedebiliyorlar. BKİ, vücut yağ oranını hesaba katmadığı için özellikle kas oranı...
SPOT: İştahı kişinin yemek yeme arzusu olarak tanımlayabiliriz. Yani normal iştah, sağlıklı olmanın iyi bir göstergesi çünkü sebepsiz iştahsızlık ciddi hastalık belirtisi olabilir. Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde yapılan bir çalışmaya göre, erkekler kadınlara göre iştahlarını kontrol etmede daha iyiler. Bazı araştırmacılar bu sonuçların kadınların ve erkeklerin alması gereken besinlerin farklılıklarından ileri geldiğini savunuyorlar. Ben ise iştahı kontrol etmenin davranış değişimi ve düşünce biçiminde değişiklikle ilgili olduğunu ve bununda cinsiyetten çok kişisel gelişim ve otokontrol ile ilgili olduğunu düşünüyorum. İştahı Kontrol Etmede 5 Yol 1.Vücudunuz sizi aç hissettiren ya da tokluk hissi veren hormonları ve beyin kimyasallarını üretir. Çalışmalar, uykusuzluğun hormonların değişmesine ve iştahın artmasına sebep olduğunu göstermiştir. Yeterince uyumak ve belirli bir uyku düzeni oluşturmak, bu hormonlarınızı dengede tutmada size çok yardımcı olacaktır. 2.Yemek yerken acele etmeyin. Son zamanlarda telaş içinde yemekleri tadına varmadan yediğimiz için yemeklerin tatlarını kaçırabiliyoruz. Yemeklerinize zaman ayırın. Televizyonu kapatın. Bir masaya oturun ve rahatlayın. Yemekten sonra kendinize en az 20 dakika,...
Kurumsal Beslenme Danışmanlığı’nı Türkiye’de ilk olarak başlatan ve bu hizmetini 10 seneden beri bir çok firma ile sürdüren Dilara Koçak, Dünya gazetesi yazarı Kezban Karaboğa ile yaptığı röportaj da şirket beslenmesinin önemini anlatıyor. Sağlıkla ilgili internet siteleri inanılmaz büyüyor. Cep telefonlarına indirilebilen sayısız aplikasyon var. Yeni trend ise şirketlerin hafiflemesi. Kurumsal beslenme danışmanları şirketlerin mutfağına giriyor, şirkettte çıkan yemekleri kontrol ediyor Hiç merak ettiniz mi yılda hatta bir haftada kaç kez bir diyete başlayıp bıraktığınızı? En azından her pazartesi başlanıyor. Değil mi? Siz kendi hesabınızı yapın. Ben, şimdi başka rakamlardan bahsedeceğim. Nedir onlar? Örneğin, Türkiye Diyetisyenler Derneği’nin verilerine göre Türkiye’de 62 üniversitede Beslenme ve Diyetetik bölümü var. Daha ilginç olan ise şu: Türkiye’de 4 bin 200 diyetisyen görev yapıyor. Üstelik bu sayının yetersiz olduğu belirtiliyor. Çünkü Diyetisyenler Birliği’ne göre her 100 bin kişiye 5 diyetisyen düşüyor. Avrupa Birliği ülkelerinde bu sayı 100 bin kişiye 16-24 arasında değişiyor. Yani daha...