• Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
04/08/2015

  Ülkemizde ormanlarda, yol kenarlarında bile sıkça rastlanan  gülgiller familyasından gelen böğürtlenin sağlık için yararları saymakla bitmiyor.Ben Mersin’e gitmişken hemen annemin yayladaki böğürtlenlerini kaptım geldim. Böğürtlen seviyorsanız size çok iyi haberlerim var hadi bir göz atalım bu minik meyvenin büyük yararları saymakla bitmiyor. Böğürtlen besleyici besin bileşenleri içeren lezzetli bir meyvedir. İçerdiği vitamin ve mineraller asında A vitamini, B1, B2, B3, B6, Folat, C , E, K vitaminleri, kalsiyum, demir, magnezyum, fosfor, potasyum ve çinko bulunur.  Ayrıca kolesterol içermez ve aminoasit ve diyet lifi açısından zengindir. Koyu mavi renkli olan böğürtlen  yüksek antioksidan kapasitesine sahip meyveler arasında. Kanser riskini azaltmaya yardımcı olan antioksidanlar doğanın bize sunduğu büyük bir mucizedir. En yüksek sağlık faydaları için doğal halde tüketilmesi gerektiği unutulmamalıdır. Böğürtlen sağlıklı kemikler için gerekli olan magnezyum ve kalsiyum gibi önemli mineraller içerir.  Kalsiyum kemik yapısını güçlendirirken böğürtlenin içinde bulunan magnezyum da kalsiyum ve potasyumun emilimini kolaylaştırır. Cilt bakımına yardım eden lezzetli bir seçenek olabilir. C, E vitamini...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
04/08/2015

Sıcak ve nemli havalarda nefes alıp vermek bile sıvı kaybetmenize sebep olur. Terlemeniz ya da susamanız şart değildir. O nedenle, bu aylarda sıvı alımına diğer aylarda olduğundan daha fazla dikkat edilmelidir. Yemek yemeden yaşamı sürdürmek mümkünken, 3 günden fazla susuz yaşamak mümkün değildir. Dehidratasyon veya su kaybı sonucunda vücut ağırlığının % 10’dan daha fazla su kaybetmesi şiddetli halsizlik ve sıcak çarpmasına neden olur, % 20’lik kayıpta ise yaşam tehlikeye girebilir. Diğer besin öğelerinden farklı olarak vücut suyu depolayamaz ve ihtiyacın arttığı durumlarda ekstra bir kaynak sağlayamaz. Bu nedenle sıvı kaybını engellemek vücudun normal çalışmasını sağlayabilmek için kaybedilen suların yerine koyulması gerekir. Günde en az iki litre, yazın daha da fazla su içmeniz gerektiğini defalarca okuduğunuzu, duyduğunuzu tahmin edebiliyorum. Bazı kişilerin bu miktarda suyu kolayca tüketebildiğini ama, birçok kişinin de ya su içmeyi sevmemesi ya da bu konuda bir istikrarlı olmaması nedeni ile çok az su tükettiğini de biliyorum. İster suyu sevin, ister sevmeyin, size yaz aylarında serinletici, keyif verici aynı zamanda da sıvı ihtiyacınızı karşılamaya yardımcı bazı yaz...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
04/08/2015

Ramazandaki  hareketsizlik sindirimi etkileyebilir SPOT: Ramazan döneminde yaşanan hareketsizlik ve uzun süreli açlığından ardından yapılan yemek seçimleri ve susuzluk mide ve barsak sisteminizi etkileyebilir. Peki ne yapmalı?   Ramazanı yarıladık. Bu özel döneme ait beslenme önerilerini ilk hafta paylaşmıştım. Ancak gelen sorulardan anladım ki bazı problemlere daha detalı değinmek gerekiyor. Ramazan döneminde yaşanan hareketsizlik ve uzun süreli açlığından ardından yapılan yemek seçimleri ve susuzluk mide ve barsak sisteminizi etkileyebilir. Bu nedenle posa içeriği yüksek olan sebze, meyve, tahıllı ekmekleri ve kurubaklagillerin sahur veya iftarda tüketimini arttırmak doğru birer tercih olacaktır. Posa yani lif aslında algılandığı gibi tek bir besin öğesi değildir. Posa, vücudumuzun sindiremediği veya kana emilimini yapamadığı kompleks karbonhidratlara verilen isimdir. Posalar bağırsak içindeki hareketin sağlanması ve bağırsakların düzenli çalışması için çok önemlidir. Ramazan’da posa tüketiminizi arttırmak için; Haftada en az 1- 2 kez kuru baklagil yemeklerinden tüketmeyi deneyebilirsiniz Sahurda ekmeğe alternatif olarak tam buğday ilaveli tahıl gevrekleri yulaf ezmesi gibi seçimleri kullanabilirsiniz Sahur ve iftar menülerinizde sebzeyi eksik etmemelisiniz. Meyve ve...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
04/08/2015

KİLOM FAZLA MI?   SPOT: Pek çok  insan kilosundan memnun değil peki ya siz? Aslında bu memnuniyetsizlik doğru ölçüm ve değerlendirme yapılmamasından kaynaklanıyor olabilir.   Önemli olan bu konuda bilgilenerek farkındalık kazanmanız, hangi grupta olduğunuzu saptadıktan sonra ölçülü ve dengeli beslenmenizdir. Zaten sağlıklı beslenmek de, kiloyu korumak veya istenen kiloya ulaşmakla sonuçlanır. Fazla kilolu veya şişman olmak birbirinden farklıdır. O nedenle, kendiniz hakkında karar vermeden önce aşağıdaki çok basit yöntemler ile kendinizi değerlendirbilirsiniz.   BKİ Hesaplamak  Beden Kitle İndeksi (BKI)  zayıflık ve şişmanlık durumunun saptanması amacıyla tüm yaş gruplarında kullanılan pratik bir yöntemdir. Boy uzunluğunuza göre vücut ağırlığınızın durumu, sizin Beden Kitle İndeksinizi ( BKI)  gösterir. BKI = Ağırlık (kg) / (Boy uzunluğu(m)² Çıkan sonucu aşağıdaki sınıflamaya göre değerlendirin       BKI   18.5 ve altı Zayıf 18.6 -24.9 Normal 25 -29.9 Fazla kilolu 30 -39.9 Şişman 40 ve üzeri Aşırı şişman     Örneğin 75 kg ağırlığında ve 1.60 m boyunda iseniz BKI =  75 kg / (1.6m) ² = 29.2 Fazla Kilolu  sınıfındasınız.   Vücut Yağı Analizi   Bazı bireyler normal BKİ sınırları içinde olsalar da, kendilerini fazla kilolu hissedebiliyorlar. BKİ, vücut yağ oranını hesaba katmadığı için özellikle kas oranı...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
04/08/2015

    SPOT: İştahı kişinin yemek yeme arzusu olarak tanımlayabiliriz. Yani normal iştah, sağlıklı olmanın iyi bir göstergesi çünkü sebepsiz iştahsızlık ciddi hastalık belirtisi olabilir.    Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde yapılan bir çalışmaya göre, erkekler kadınlara göre iştahlarını kontrol etmede daha iyiler. Bazı araştırmacılar bu sonuçların kadınların ve erkeklerin alması gereken besinlerin farklılıklarından ileri geldiğini savunuyorlar. Ben ise iştahı kontrol etmenin davranış değişimi ve düşünce biçiminde değişiklikle ilgili olduğunu ve bununda cinsiyetten çok kişisel gelişim ve otokontrol ile ilgili olduğunu düşünüyorum.   İştahı Kontrol Etmede 5 Yol     1.Vücudunuz sizi aç hissettiren ya da tokluk hissi veren hormonları ve beyin kimyasallarını üretir. Çalışmalar, uykusuzluğun hormonların değişmesine ve iştahın artmasına sebep olduğunu göstermiştir. Yeterince uyumak ve belirli bir uyku düzeni oluşturmak, bu hormonlarınızı dengede tutmada size çok yardımcı olacaktır.   2.Yemek yerken acele etmeyin. Son zamanlarda telaş içinde yemekleri tadına varmadan yediğimiz için yemeklerin tatlarını kaçırabiliyoruz. Yemeklerinize zaman ayırın. Televizyonu kapatın. Bir masaya oturun ve rahatlayın. Yemekten sonra kendinize en az 20 dakika,...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
30/07/2015

Kurumsal Beslenme Danışmanlığı’nı Türkiye’de ilk olarak başlatan ve bu hizmetini 10 seneden beri bir çok firma ile sürdüren  Dilara Koçak, Dünya gazetesi yazarı Kezban Karaboğa ile yaptığı röportaj da şirket beslenmesinin önemini anlatıyor.   Sağlıkla ilgili internet siteleri inanılmaz büyüyor. Cep telefonlarına indirilebilen sayısız aplikasyon var. Yeni trend ise şirketlerin hafiflemesi. Kurumsal beslenme danışmanları şirketlerin mutfağına giriyor, şirkettte çıkan yemekleri kontrol ediyor Hiç merak ettiniz mi yılda hatta bir haftada kaç kez bir diyete başlayıp bıraktığınızı? En azından her pazartesi başlanıyor. Değil mi? Siz kendi hesabınızı yapın. Ben, şimdi başka rakamlardan bahsedeceğim. Nedir onlar? Örneğin, Türkiye Diyetisyenler Derneği’nin verilerine göre Türkiye’de 62 üniversitede Beslenme ve Diyetetik bölümü var. Daha ilginç olan ise şu: Türkiye’de 4 bin 200 diyetisyen görev yapıyor. Üstelik bu sayının yetersiz olduğu belirtiliyor. Çünkü Diyetisyenler Birliği’ne göre her 100 bin kişiye 5 diyetisyen düşüyor. Avrupa Birliği ülkelerinde bu sayı 100 bin kişiye 16-24 arasında değişiyor. Yani daha...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
06/07/2015

Havaların güzelleşmesi, günlerin uzaması çok iyi fırsat, kendinize mazeret yaratmayın. Diyet ve egzersizi buluşturun; ikisi beraber olunca biri diğerinin açığını kapatabiliyor ve yaşam kalitesinden ödün vermeden kilo kaybı sağlanıyor. Üstelik egzersizin genel sağlığınıza katkıları da saymakla bitmiyor. Günlük aktivite mi? Egzersiz mi? Herhangi bir davranış değişikliğinden sonuç alabilmemiz için alışkanlık haline gelmesi gerekir. Arada sırada yapılanlar alışkanlık değil, eylemdir. Aristoteles, “Mükemmele eylemle değil, alışkanlıkla gidilir” demiş. Örneğin, iyi bir dinleme alışkanlığı kazanmaya çalışan biri, bunu arada sırada uygularsa, çok önemli bir fikri duymayıp, kaçırabilir. Yani sadece düzenli ve sürekli yaparak alışkanlık haline getirdiği zaman başarıya ulaşabilir. Bu, egzersiz için de geçerlidir. Bazen, canımız istediği zaman ya da her gün işyerine yürümek gibi aktiviteler egzersiz değil, günlük yaşam aktivitesi olur. Egzersiz yapmaya yeni başlayanlar  kısa hedefler saptayabilir ve süreç içinde zamanı yükseltebilirler. Ancak, aktivitenin ‘egzersiz’ olarak nitelendirilmesi için haftada  150 dakika, 3 gün, günde 45 – 50 dakika yapılması gerekir. Egzersiz öncesi ve sonrası...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
06/07/2015

Son günlerde sosyal medyada ve etrafımda koşan bireylerin sayısındaki artış dikkatimi çekiyor. Şu anda kaç kişi aktif olarak sağlıklı yaşam için koşuyor bilemiyorum ancak geçen ay Londra’da okuduğum bir habere göre, İngiltere’de 10 milyon kişi koşuyormuş. Ancak koşan sayısının bu kadar çok olmasına rağmen hâlâ doğruluğu olmayan efsanevi bilgilerle ilgili kafalar karışık. Sevgili koşucular, haydi birlikte bakalım ve bilgilerimiz tazelensin! Sıvı ve su tüketimi önemli Hafif dehidratasyon (susuzluk) daha hızlı koşmanıza yardım  eder. Uzun mesafeli koşularda yeteri kadar su içmenin önemi çok fazla vurgulanmasına rağmen bu düşünceyi hâlâ savunan var. Bilgilerimize göre vücut kilosunda yüzde 1 – 2 düşüş bile, performansa zarar veriyor. Ancak bazı uzmanlar mesajın abartıldığını düşünüyor. Mesela Yeni Zelandalı spor bilimadamları yüzde 3 su kaybının atletleri yavaşlatmadığını bildirirken, ‘Spor Hekimliği Klinik Dergisi’, Dubai maratonunda elit koşucuların yüzde 10 su kaybına rağmen yine de yüksek dereceler aldıklarını tespit etmiş. Kontrollü sıvı kaybının performansı artırmasına şaşırmamak gerekir gibi yorumlanabilir ama ben hidrasyondan yanayım. Aşırı su...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
03/07/2015

Ramazan ayının ilk günlerindeyiz ve bu dönemde beslenmemiz özen gerektiriyor. Yaz Ramazan’ında uzun açlık süresince bedenimize yardımcı olmak ibadetimizin bir gereği. Bu dönemde asıl amacın beden ve ruhu terbiye etmek, nefsimize sahip çıkmak olduğunu hep hatırlamak gerekiyor. Eğer bunu başarabiliyorsanız iftarda zaten aşırıya kaçmazsınız ve bedeninizin ihtiyacı olan sahurun gereklerini de yerine getirme şansınız olur. Ramazan’la birlikte öğün düzeni ve saatiyle tüketilen yiyeceklerin miktarlarındaki artış beslenmedeki en önemli değişikliklerdir. Ancak yaşamın her döneminde olduğu gibi bu dönemde de amaç ‘yeterli ve dengeli beslenme’ olmalıdır. Sahurda özen, yardım eder Sahurda sadece su içerek niyetlenmek veya gece atıştırmasıyla yatmanın son derece zararlı olduğu unutulmamalı. Gün boyunca alamadığımız besin öğesi ihtiyaçlarımızı karşılamak zorundayız. Bunun için öğün sayısı arttırılmalı ve mutlaka sahur yapılmalıdır. Sahurda protein içeren süt içmeli, yumurta, yoğurt, peynir yemeli, kan şekeri dengesi için tam tahıl içeren ekmek tüketmeli ve bol su içip yeterli sıvı alımını sağlanmalıyız. Ramazan’da dengeli beslenmeyen ve sahura kalkmayan...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
23/06/2015

Afiyetle Diyet Tarifleri, Dilara Koçak’ın 2009 yılında yayınladığı “Afiyetle Diyet” kitabının devamı niteliği taşıyor. Afiyetle Diyet kitabı pek çok insanı motive etti ve diyetlerin neden yarım kaldığı ve bu konudaki güçlü motivasyon kaynaklarına nasıl ulaşabilir sorularının cevaplarını okuyuculara ulaştırıyor. Kitabın içindeki küçük tarif bölümünün çok ilgi görmesi sebebiyle Afiyetle Diyet Tarifleri yazıldı. Dilara Koçak “bu kitabı sadece ben yazmadım” diyor “ zaman içinde danışanlarım ve okuyucularımın geri bildirimleri ile tarifler şekillendi. Bu kitapta yer alan iyi yaşam dostlarım iş, aile, sağlık, arkadaş, spor ve lezzet tutkunu. Her birinin ayrı bir başarı öyküsü var. Diğer bir ortak noktaları da, bu başarıyı paylaşmayı sevmeleri benimle birlikte bu kitapta oldukları için şanslıyım ve çok teşekkür ederim. Afiyetle diyet tariflerim sizi de mutlu ederse, bu kitap amacına ulaşmış olacak” Kitap içinde kendi örnek hikayeleri ile Dilara Koçak’ın en sevdiği tarifiyle fotoğraflarını paylaşan bazı isimler arasında Şebnem Çapa, Nuri Has, Sanem Kardıçalı Tezman, Arzu Atabarut,...