Mutfağa girince hayallere dalabilirim, içimden gelir anında korsan ve pratik tarifler üretirim. İşte onlardan birisi Yulaf ve chia ile pratik tatlı yapıyoruz: 1 çay bardağı süt ile 2 yemek kaşığı chia ve 1 yemek kaşığı yulafı 2 saat buzdolabında bekletin, jel kıvamına geldiğini göreceksiniz. Daha sonra 2 kuru hurmanın çekirdeğini çıkarın, 5 badem, 1 yemek kaşığı kakao, 1 tatlı kaşığı bal ve vanilya ile tüm malzemeyi robottan geçirip nar taneleri ile süsleyebilirsiniz. Afiyet olsun… Peki bu güzel tarifi süsleyen Chia’nın sırrı nedir? Bir de isterseniz ona göz atalım… Bir Aztek mirası: Chia Tohumu Son günlerde tanınmaya başlayan ve yükselen bir besin ögesi chia tohumu. Azteklerin en önemli besin ögesi olan chia, eski Maya dilinde “güç” anlamına gelmektedir, kökeni Meksika ve Guetemala’nın bereketli topraklarında yetişen bir adaçayı türünün tohumudur. Her türlü yiyecek ve içeceğe eklenebilen chia tohumu geniş bir kullanım yelpazesine sahip fakat onu asıl önemli kılan konu içerdiği yüksek besin değeri. Bazı kaynaklarda kilo vermeye...

2016 yılı için hazırladığım İyi Yaşam Günlükleri matbaadan sıcak sıcak çıktı, sizleri bekliyor. Bu yıl da geçen sene başlamış olduğum gibi kadınlar ve erkekler için farklı içeriklerle farklı iki günlük hazırladım, bu farkın nedeni ise kadın ve erkek metabolizmasının, hormon dengesinin ve psikolojik yapısının farklı olması. Biliyorum, çoğumuz günlük tutmayı bıraktık, sınıflarda bile kalem kağıt yerine dijital dünyanın bize sunduğu yeni nesil iletişim imkanlarını kullanıyoruz ama ben hâlâ önümde defter, elimde kalem yazı yazmanın keyfinden vazgeçemiyorum. Siz de benimle aynı fikirdeyseniz İyi Yaşam Günlüğü 2016 tam size göre. Neden İyi Yaşam Günlüğü İyi Yaşam Günlüğü; Yıl boyunca size her gün rehberlik etmenin yanı sıra merak ettiğiniz besinlerin kalorisini veya bazı aktiviteler ile ne kadar kalori harcadığınızı hesaplama fırsatı veriyor, Doğru beslenmeyle ilgili 13 farklı konuda daha fazla bilgi sahibi olarak, sizin kendi amacınıza ulaşmanıza yardımcı olacağına emin olabilirsiniz, Sağlıklı beslenmeye giden yolda sizin için en doğru yönlendirmeyi yapacak, beslenmeyle...

Danışanlarımdan ve siz takipçilerimden en çok duyduğum cümlelerden biri “Sigarayı bırakmayı düşünüyorum ama kilo almaktan da korkuyorum, ne yapmalıyım?” Peki gerçekten sigarayı bırakanlar kilo alıyor mu? Twitter üzerinden yaptığımız ankete göre sigarayı bıraktıktan sonra kilo alınacağını düşünenlerin oranı %77, gelin bu konuyu detaylıca ele alalım. Sigara birçok zararının yanında, dünyada özellikle Türkiye’de erkek ölümlerinin nedenleri arasında ilk sırada(%37) yer alıyor, kadınlarda ise bu oran biraz daha düşük olmakla birlikte hiç de azımsanacak seviyede değil. Araştırmalar insanların sigarayı bırakamamasının en nedenlerinden birinin kilo alma korkusu olduğunu söylüyor. Araştırmalara göre erkeklerin yüzde 61’i, kadınların da yüzde 51’i sigarayı bıraktıktan sonra kilo alabiliyor. Ancak bunu yönetmek sizin elinizde. Hadi yeni yılın ilk günlerinde kendiniz için iyi bir şey yapın ve sigarayı bırakma kararınızı gözden geçirip bırakmaya hazırlanın. Metabolizma Hızına Dikkat Sigara bırakımı sonrası kilo alımların en büyük sebeplerinden biri düşen metabolizma hızı. Sigaranın etken maddesi olan nikotinin metabolik hızı ve harcanan kalori miktarını...

Afrika beni her zaman çok heyecanlandırıyor daha önce Güney Afrika’ya gitmiştim ve çok sevmiştim ancak Tanzanya ve Ngorongoro beni çok daha fazla etkiledi. Birçok farklı kültürün bir araya geldiği bu topraklar hâlâ samimiyeti, doğallığı ve dünyada bizden başka nice canlının kusursuz bir hiyerarşi içinde yaşadığının en güzel örneği, 100’den fazla kabile barış içinde yaşayabiliyor ve doğaya saygı ile itaat ediyorlar. İstanbul’dan yaklaşık 7,5 saatlik bir yolculuğun ardından Tanzanya’ya vardık, ilk durağımız Afrika kıtasının en yüksek dağı olan, yerlilerin dilinde “Işıldayan Dağ” anlamına gelen Kilimanjaro dağıydı sabaha karşı varıp biraz otelde uyuduktan sonra gün doğumu ile küçük uçağımız ile Tanzanya keşfimiz başladı. Serengeti Milli Parkı uçsuz bucaksız bir arazi ve büyük çoğunlukla zebraların ve wildebeest adı verilen öküz başlı antilopların bulunduğu park “Afrika’nın Beş Büyükleri” olarak da bilinen aslan, fil, leopar, gergedan ve bufalolara da ev sahipliğini yapıyor. Biraz ürkerek, çoğu zamansa hayranlıkla gezdiğimiz parkta vahşi yaşamın pek çok örneğine rastladık. Rehberimize...

Danışanlarımla yaptığım görüşmelerimde son zamanlarda kafein ve kahve tüketimiyle ilgili sıkça sorular almaya başladım. Özellikle sınav dönemlerindeki çocuklarının kafein alımları konusunda kafalarının karıştığını gördüm. Ben de bu konudaki son araştırmaları inceledim ve Amerika Beslenme ve Diyetetik Akademisi’ndeki Angela Lemond’un görüşlerini de bu yazımda sizlerle paylaştım. Kahve, çay, enerji içecekleri; bunların hepsi kafein içerebiliyor. Amerika’daki çocukların hemen hemen %75’i ve yetişkinler kafeini düzenli olarak tüketiyor. Kafeinin sinir sistemini uyarıcı özelliği olduğu düşünülüyor. Kafeinin her yaştan insanın daha dinç ve enerjik kalmasına yardımcı olarak görülüyor. Peki ya almamız gerekenden fazlasını alıyorsak? Bu durumda aşırı kafein davranışlarda hırçınlığa, bozulmuş kalsiyum metabolizmasına, strese, kalp çarpıntısına, yüksek kan basıncına ve uyku bozukluklarına sebep olabiliyor. Yapılan araştırmalara göre kafein tüketen çocuklar daha az uyuyorlar. Amerika Beslenme ve Diyetetik Akademisi konuşmacısı ve Pediatri Uzmanı Angela Lemond’a göre, gençler girdikleri sınavlar için ve okulda gösterdikleri performansı arttırdığı gerekçesiyle kafeini gereğinden fazla tüketiyorlar. Sınava Giren Çocuklara Dikkat! Eğer...

Eveeet iyisiyle kötüsüyle, yorgunluklarla, başarılarla dolu bir yılı daha geride bırakırken ekip olarak sizler için yeni yıl hazırlıklarımızı yaptık, kampanyamızı başlatıyoruz. Yeni yıla girerken birbirinden sağlıklı tarifler denemek ve birbirinden sürprizli hediyeler kazanmak isteyenler burada mı? Bu kampanya tam size göre; hadi o zaman tarifler hazırlansın, mutfaklara girilsin. -Kampanya Detayları 7-21 Aralık tarihleri arasında web sitemizdeki veya mobil uygulamamızdaki tariflerden birini seçebilirsiniz Ayrıca seçiminizi kendi tarifinizden yana kullanabilirsiniz Kullandığınız tarifin detaylarını ve fotoğrafını, verilen tarihler arasında -Facebook sayfamızda paylaşabilir -İnstagram hesabınızda #iyiyasammutfagi, #benimyaraticitarifim etiketleriyle paylaşabilirsiniz. NOT: Kampanyaya katılım 21 Aralık saat 18:00’da sona erecektir, ekip olarak en başarılı ve görsel açıdan en yaratıcı bulduğumuz 10 tarifi, 23 Aralık Çarşamba günü web sitemizden ve tüm sosyal medya hesaplarımızdan duyuracağız. Kazanan isimler web sitemizde yayınlandıktan sonra, söz konusu isimlerin e-mail’lerini ve adres bilgilerini Facebook hesabımıza mesaj, İnstagram hesabımıza DM(DİREKT MESAJ) yoluyla bırakmaları gerekmektedir. Yılbaşı sepetlerimizin hepsinde size özel hediyeler ve katılımcılarımıza göre...

Simiti sevmeyen var mı? Hele de fırından yeni çıkmış çıtır çıtır, mis gibi kokusuyla kahvaltıda, ara öğünde hem dayanılmaz hem de vazgeçilmez oluyor. Peki nereden gelmiş sevdiğimiz simit? Okuduğum bazı kaynaklara göre simit’in tarihi tahmini 600 yıl öncesine dayanmakta. Dünyanın bir çok yerinde tanımaya başlayan bu güzel tada İzmirliler Gevrek, İstanbullular Simit der. Sözcük Akatça samādu “öğütmek” fiilinden türetilmiş. Göz kamaştıran geçmişe sahip olan Simit’in Osmanlıdaki serüveni 14.yüzyıla kadar dayanmaktadır. Bu yüzyıllarda sultan sofralarında ,saray mutfağında da yerini almayı başarmıştır. Aslında simit bir bakıma “saraylı” idi. Yeniçerilerin bir kolu olan “Sekban Sınıfı”na ait fırınlarda çalışmak üzere işe başlayanlara simitçi denmekte, saray fırınında “Simitçi Ustası” adı ile çalıştırılan ustalar bulunmaktaymış ve yeniçeriler simit’i bolca tüketmişler. En Eski Fast Food Örneği: Simit İstanbul’a gelen ya da İstanbul’dan doğuya giden kervanların konaklama alanı olarak bilinen İzmit’te yolculara pratik bir yiyecek olarak simit hazırlanırmış. Yani simit için en eski ilk fast food örneklerinden biri diyebiliriz....
Bütün gün iş yerinde çalışmak büyük enerji gerektirir. Sektöre ve çalıştığınız kuruma göre değişmekle birlikte, ülkemizde çalışma saatleri uzun ve ağır. Haftada 5 – 6 gün 8 – 10 saat iyi bir performansla çalışmak her zaman çok kolay olmayabilir. Günün yorucu temposuna nasıl ayak uyduruyorsunuz? Maalesef birçok kişi kısa sürede çok fazla iş yapıyor ve gün koşuşturmayla geçiyor. Kendine zaman ayıramayan bireyin beslenme düzeni de bozuluyor. Hizmet verdiğimiz birçok kurumda danışanlarımın iş yoğunluğuna öncelik verip, öğün atladığını ve bunun gece yemeleriyle sonlandığına şahit oluyorum. Oysa gün içinde yedikleriniz, çalışma başarısı, üretim ve verimlilikle yakından ilgili. Peki nelere dikkat etmeliyiz? Su içmeyi unutmayın İnsan vücudundaki bütün metabolik faaliyetler sorunsuz çalışmak için suya ihtiyaç duyar. Gün içinde yeteri kadar su içmezseniz, kaybolan sıvıları yerine koyamazsınız. Böylece beyin fonksiyonlarında azalma, baş ağrısı ve konsantrasyon eksikliği ortaya çıkabilir. Su tüketimine önem vererek daha zinde, konsantre ve açık bir zihinle çalışıp başarınızı artırabilirsiniz. Balık yiyin...

Alkol tüketimini sınırlayın Fazla kilonuz varsa bir beslenme ve diyet uzmanıyla görüşün Aşırı karbonhidrat ve şeker tüketimini sınırlayın Olabildiğince doğal besinler tercih edin, katkı maddelerinden kaçının. Tereyağı, içyağı gibi hayvansal yağlardan ve sosis, salam, sucuk gibi şarküteri ürünlerinden ve sakatatlardan uzak durun Sebze ve meyve gibi lifli besinlerin tüketimi arttırılmalıdır, özellikle enginar tercih edin Kaymak, krema, yağlı etler, mayonez gibi yağlı besinlerin tüketimini sınırlayın Kuruyemişlerin aşırı tüketiminden uzak durun Hekiminize danışmadan ilaç almayın Düzenli olarak spor yapmayı hayatınızın bir parçası haline getirin 1 GÜNLÜK ÖRNEK BESLENME PLANI Sabah 1 haşlanmış yumurta veya 1 dilim az yağlı peynir Bol yeşillik, domates, salatalık 1-2 dilim tam buğday/tam çavdar ekmeği Ara 2 adet kuru kayısı Yeşil detoks suyu Öğle Enginarlı ıspanak salatası 1 dilim ekmek Ara 1 taze meyve, 15 badem/1 bardak kefir/1 dilim az yağlı peynir Akşam Izgara et/tavuk/balık Buharda veya haşlanmış sebze Bol yeşillikli salata (1 tk zy) Ara 3 yk...

Yağlı karaciğer hastalığının tek sorumlusu yağlar mı? Eğer ‘yağlı şeyler yersem damarlarımda ve organlarımda yağlanma olur o yüzden yağ yememeliyim’ gibi basit bir düşünceniz varsa yanılıyorsunuz. Vücudumuz düşündüğümüz kadar basit bir yapıya sahip değil. Karaciğerimizin normal yağ içeriği yaklaşık yüzde 10’dur. Bu oranın daha fazla olmasıyla karaciğer yağlanması oluşmuş olur. Amerikalı bireylerin yaklaşık 3’te 1’inde, ülkemizdeyse 4’de 1’inde görülen bu hastalık ilerlerse karaciğer iltihabı, siroz ve karaciğer kanserine bile yol açabilir. Son çalışmalar aşırı yağlı ve şekerli hazır yemek tüketiminin obezite ve karaciğer yağlanmasında artışa sebep olduğunu söylüyor. İstisnalar dışında yağlı karaciğer hastalığı temelde obeziteyle başlar. Obez bireyler arasında bazılarının karaciğerindeki aşırı yağlanma çökelti olarak kalır ve bu da yağlı karaciğer hastalığına yol açar, hatta siroza ve ölüme kadar gidebilir. Kanıtlara bakalım Yapılan bir çalışmada hastalara damardan glukoz çözeltisi verildiğinde karaciğer enzimlerinde artış olduğu daha sonra karaciğer biyopsisi yapıldığındaysa karaciğer yağlanması olduğu bildiriliyor. Araştırmacılar daha sonra damardan beslenmeye yağları...